O bir Cumhuriyet kadını. O bir Atatürk sevdalısı. Kendi değimiyle 12 yılı Kaptan olan eşinin yanında deniz üzerinde geçirdiğini ve yaşadıklarını karaya çıktıktan sonra denizde geçen yılların verdiği özlem ve ilhamla tuvallerin üzerinde yağlı boya çalışmalarımla yaşatmaya çalıştığını söyledi.
Üsküdar Doğancılar da bulunan kendi mekanlarında ve Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ında açılışa katıldığı sergiyi, Çankırılı hemşerilerinin Üsküdar Metrosunda buluşarak yaklaşık bir kilometre yol yürüyerek ziyarete geldikleri Resim Sergisine bizde tanıklık ettik.
Hala karada yaşamasına rağmen resim tuvallerine hala unutamadığı o deniz yaşamını işlemeye devam ediyor.
Ressam Ayşe Can, denizde geçirdiği kendi değimiyle gece gündüzü birlikte sayarsak 12 yılı ve karaya çıktıktan sonra denizi yağlı boya tuvallerine nasıl yansıttığını şöyle anlattı.
45 GÜN HİÇ KARA GÖRMEDİM
Gece ve gündüz sayarsak tam 12 yılım denizin üzerinde geçti. Şu ana kadar geminin ne olduğunu ne yaşandığını hiç bilmiyordum. Ama şunu fark ettim. Biz üç tarafı denizlerle çevirili bir ülke olarak aslında denizin ve denizcilerin neler yaşadığını çok iyi bilmiyoruz. Yani denizcilerin fırtınalarda, uzun seyirlerde, ailesinden memleketinden uzak yaşadığı sıkıntıları çoğumuz bilmiyoruz. Büyük gemilerde çıkmak vapurla karşıdan karşıya geçmek gibi bir olay değil. Benim yaşadığım en uzun seyir 45 gün hiç kara görmedim. O zaman kara parçasının ve memleketinizin ne kadar önemli olduğunu fark ediyor ve bu 6 yıllık yaşanmışlıkta da başka işiniz gücünüz olmadığı için her şeyi öğreniyorsunuz. Gözlemliyorsunuz ne oluyor ne bitiyor diye.
GEMİCİLER ÇÖZÜM ODAKLI YAŞIYORLAR
Bir gemiyi yanaştırmak, bir boğazdan geçmek, gemicileri idare etmek kolay olmasa gerek. Dediğim gibi 45 gün bir seyirdesin. Ters giden bir şeyi düzeltmek durumundasınız. Aslında gemiciler çözüm odaklı yaşıyorlar. Yani bir problem olduğu zaman hadi sen git diyemiyorsun kimseye. O kişiyle barışık olmak arayı düzeltmek zorundasın.
Belki bu 6 yıllık yaşanmışlığım da kendime kazandırdığım şey çözüm odaklı yaşamamdır. Bir problem çıktığı zaman probleme üzülmekten çok bu problemi nasıl çözebilirim diye düşünüyorsun.
ASLINDA RESİMLERİM BÖYLE BAŞLADI
Denizde iken aldığım ilhamla devam ettiğim resimlerimin yanında zamanla çalışarak yenilerini tasarlıyorum. Mesela resimlerdeki noktalamalar bir radarı düşünerek geminin üstünden gemini altından geçen radarın ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşadığım için her resimim de mutlaka bu noktalar var. Çünkü radar olmadan geminin gitmesi mümkün değil. Okyanusun ortasında bunu bizzat yaşadığım için söylüyorum sadece siz varsınız. Geminin ucundan beyaz bulutun içinde güverteyi görmüyorsunuz. Radar olmazsa biz hiçbir şeyi görmüyoruz. Koyduğum daireler de işaretlerde haritaya mevki koyduğum (Mevki koymak, en basit tanımıyla, dünya üzerinde bulunduğunuz yerin haritaya işaretlenmesidir) işaretlerdir. Aslında resimlerim böyle başladı.
DENİZLER BANA ÇÖZÜM ODAKLI ÇALIŞMAYI ÖĞRETTİ
Seferlerde hiç resim yapmadığını söyleyen Ayşe Can, çünkü gemi sallandığı için resim yapma şansım yoktu. Bunun dışında çok fotoğraf çektim. Karakalem, pastel boya gibi küçük çalışmalar yaptım. Zaten onlardan esinlenerek bunları yapıyorum. Denizler bana çözüm odaklı çalışmayı öğretti. Sadece ben değil kaptan dahil gemide çalışan herkes bu yöndedir yani çözüm odaklıdırlar. Çünkü gemiden atamazsınız, bir başka yere gönderemezsiniz ve hiçbir şey yapamazsınız. Gemide problemleri çözüp birlikte beraberce yaşamanın ortak noktasını bulmanız lazım. Bu gemideki yaşantı benim normal hayatıma da yansıdı. Bir uzlaşma kültürü ile hareket ediyorsunuz. Herhangi bir problem karşısında hiç düşünmeden bunu nasıl çözerim diye hareket ederim.
BİR YERLERE BAKARKEN HEP İYİ SEYİRLER DİYORUZ.
Ressam Ayşe Can söyleyişinin sonunda; “3 sergimin ismi de seyirle başlıyor. Mesela bir şey izlerken, bir yerlere bakarken hep iyi seyirler diyoruz. Yani seyir burada bence doğumumuzdan ölümümüze kadar yaşadığımız alan diye bakıyorum. Bu seyirde de gemide olduğu gibi dakika başı sizin görüntünüz değişir, manzara değişir hayatımız da öyle. Yani bir saat öncesinden bir saat sonrasını bilmiyoruz. İşte benim hayatım da bir seyir. Çocukluğum, işte gemide yaşadığım bu 6 yıl şu anda da resimlerimle bu seyiri devam ettirmek istiyorum. Yaşadıklarımı, gördüklerimi en güzel şekilde yağlı boya ve fırçalarımla tuvalime aktarıyorum” dedi.
Ali Bal
Gazete Ataşehir
Yorum Yazın