Ülkemizin de 1975-2012 yılları arasında yer aldığı yarışmadan çekildiği haberlerini öğrenince o dönemler çok kızmıştım. Neden dedim, tam da iyi dereceler almaya başlamışken çekildik?
Ama son yıllarda yarışmada yer alan şarkıları ve sahne danslarını, ışık ve teknik sahneleri, misafir sanatçıların sahne Showlarını gerçekten görmeye başlayınca iyi ki çekilmişiz demeye başladım. Aslında sembolizm hep vardı ama şu birkaç yıldır ayan beyan, utanmazca, saklamadan sergilemeye başladılar.
En büyük olay 2019 yılında İsrail’de düzenlenen yarışmada misafir olan Madonna'nin gösterisi daha doğrusu şeytani ayini idi.2020 yılında Hollanda'da yapılacak olan yarışma pandemi nedeniyle bu seneye ertelendi. Yarışma bu sene 18-21 Mayıs tarihleri arasında Hollanda’da düzenlendi. Yarışmayı İtalya kazanırken katılımcı ülkelerin sapkın şarkı ve sahne düzenleri bende dehşet duygusu oluşturdu. Özellikle Güney Kıbrıs Rum kesimi, Norveç ve maalesef can Azerbaycan diğer ülkelerin hafif sembolizminin yanında çıtayı epey yükseltmişti. Tabii kardeşimiz Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin konuyla alakası yok ama bu şarkıyı yapan, sahneyi hazırlayan kimse onlara dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum kardeşlerimizin.
Kısaca bu ülke şarkıları ve sahnelerine bir bakalım;
- Norveç: Şarkı adı FALLEN ANGLE(düşmüş melek) Düşmüş melek olarak adlandırılan şeytana yazılmış. Sahnede eli kolu zincirli beyaz görünümde şeytan yan taraflarında karanlıkta dans eden şeytani figürler. Mesaj acaba şeytan masum bakın bembeyaz ve eli kolu bağlı mI ,yoksa?
- Güney Kıbrıs Rum Kesimi: Şarkı Adı: El-Diablo (şeytan) Şeytan için yapılmış, ona bağlılığı anlatan bir şarkı. Sahnesinde şarkıcı şeytan tarafından ele geçirilmiş insan gibi garip şekilde şarkısını söylemeye başlıyor. Siyah ve kırmızı ışık gösterileri ile müstehcen ve satanik figürler yapmaya başlıyorlar birlikte. Arka ekranda onlarca El-Diablo yazısı sonra tek bir El-Diablo yazısına dönüşüyor cehennem ateşi betimlemesi ile.
- Azerbaycan : Şarkı Adı Mata Hari
Peki kim bu Mata Hari, bir kaynağa göre Hindistan bir kaynağa göre Hollanda doğumlu, babası Brahman sınıfından bir din adamı annesi dansçı. Kanda-Swany tapınağı mahzenlerinde küçük yaştan itibaren kutsal danslar ve usuller eğitimi verilmiş. Basrakkase, ondaki cevheri fark edince Tanrı Şiva'nin hizmetine adamayı kararlaştırmış. Müstehcen dansları ve etkileyici bakışını ajanlık işi için kullanmış. Sahne kıyafetinin, hatta çoğu zaman kostümsüz danslarının değişmeyen tek aksesuarı başına taktiği şeytani sembolize eden boynuzlar.
Şimdi soru su; hiç mi başka karakter yoktu üzerine şarki yapılacak?
Şarkının ilk cümlesi “ben Allahsız bir ajanım “ kalan kısmı da buna hizmet eden cümleler aslında. Ama sembolizm o kadar iyi işlenmiş ki sanki bir ajanım hayatını anlatıyor güya....
Ülkenin aynı şarkıcının bir başka şarkısı ise alternatif şarki olarak iç seçmelere girmiş.O şarkının adı da Cleopatra .Onun klibinde de farklı pek çok sembolizm hatta pedofil bile var. Sarkıcının giydiği t-shirt üzerindeki iç-içe kalp sarmalı kız çocuklara karşı pedofili sembolü.
Seçilen şarkının sahnesinde ise yine erotizm var. Bunun ötesinde arkada önce yılan başı çıkıyor ve sahne boyunca gerek yilan başı gerekse kobranın sadece dişlerini betimleyerek sürekli kalıyor. Yaşam çiçeği sürekli ışık gösterisi olarak sahnede. Sahne alt kısımda yarım bir piramit ve boyut kapısı sembolü. Sonlara doğru yoldaşı olduğu Şivanın “sonun geldiğini “sembolize eden meşhur Şiva dansı figürleri ve patlamayla ortaya çıkan gözü parmakları ile işaret eden figür ile şarkı bitiyor.
Dediğim gibi kardeşlerimizin burada suçu yok Ama devleti temsil eden sanatçılar ve şarkıları, sahneleri iyice incelenmeden gönderilmemeli.
Birinci olan İtalya ise LGBT ‘yi on plana çıkarmış ve hard rock tarzında, isyankar mod da bir şarkı.
Bu tip gösteriler şaşalı, etkileyici sahne olarak lanse edilse de hedef genç beyinleri ve insanları ele geçirip şeytana yavaş yavaş çekmek.
Sizlere abartı, saçmalık gibi görünecek bu yazdıklarım belki ama son zamanlarda deist ve ateist sayıları boşuna artmıyor. Alt beyin bizler farkında olmadan bunları işliyor bizlere. Lütfen çocuklarınıza ne izlettiğinizi, onlar bilmeden bunları izlerken sizler de evlatlarımızı nasıl bir tehlikede olduğunu fark edin diye yazıyorum.
Bu vesile ıle dikkatleri çekmeme vesile olan, bilgilerinden istifade ettiğim Sayın Volkan Çelik beyefendiye sonsuz teşekkürler ederim.
Biz yetişkinler uyanık olacağız ki geleceğimizin teminatı gençlerimizi koruyabilelim.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum
Harkulade bir yazı olmuş kalemine yüreğine sağlık doyurucu bir anlatım olmuş