Neler neler yaşadık,ne bilinmezliklerle savaştık hala da savaşmaktayız 2020'ye veda ettiğimiz şu günlerde.
Doğal afetler,savaşlar,ekonomik ve siyasi sorunlar derken hepsini hafızamızdan sıfırlayan bir salginla finali yapıyoruz.Hic aklımızda yokken evlerimize hapsolduk.Cogumuz işini, aşını hatta sevdiklerini kaybetti ansızın.Cenazemizi bile gönlümuzce defnedemez olduk.Cocuklarimiz bırakın okula gitmeyi sokağa çıkıp koşmaya hasret kaldı.Bizim gibi toplumsal değerleri hala sıcak olan bir millet için hiç de uygun bir hastalık değil bu.En çok da bunun için zorlandık aslında.Yemeksiz dururuz ama sevdiklerimizle olmadan,onlara sarsılmadan bayramda bile kucaklasamadan yaşamak hiç bize göre değil.
Alınan tedbirlere uyan oldu,gözümüzün içine baka baka uymayan oldu.Cezalar ne kadar caydırıcı orası da muamma bana göre.Bence para değil özgürlükleri kökten kısıtlanmalı ve en az bir ay bu virüse yakalanan kişilere hizmetle görevlendirilmeleri daha iyi olurdu.Neyse o kısım beni aşar tabii ama gönlümden geçeni paylastim.
Umarım artık bu pandemi sorunu biter.Biran evvel alışkın olduğumuz,sevdiğimiz hayatımıza dönebiliriz.Bu artık ne kadar mümkün olabilecek bilmiyorum.Eski dönemlerdeki gibi kilic-kalkanla,göğüs göğüse savaşmanın bittiği döneme çoktan girdik aslında.Farkinda mısınız ne çok tanısı bilinmeyen,teşhisi konamayan,ilacı tedavisi olmayan hastalıkları yaşar ve çevremizde görür olduk.Engelli sayısı bu hastaliklarla ne kadar da arttı.Sizce de bunlar biyolojik savasin cigliklari değil mi? Devletimizin elbet aldığı önlemler vardır, bunun için mücadele veren bilim insanlarımız ordumuz,gizli güçlerimiz vardır elbet.Ama biz halk olarak ne kadar bilincliyiz, ne kadar hazirlikliyiz? Mesela sehrimizde sığınaklar var mi bizim icin ,varsa nerdeler,olası bir sorunda oralara nasıl ulaşacağız?
Bir belgesel izledim Isvec’le ilgili.2.dunya savaşında yer altına inşaa edilen tüneller, yollar,sığınaklar,her türlü belgenin arşivlendiği özel bölümler.Atom bombası,nükleer enerji,radyasyona karşı bile her türlü tedbirin alındığı kilometrelerce uzunluktaki tünellerden,siginaklardan bahsediyorum.Halkin tümü sığınakların yerini biliyor, onların girişlerini gösteren özel sembol levhalarını herkes biliyor. Günümüz şartlarına tekrardan uyum sağlayacak şekilde düzenlenen genişletilen bu tünellere girişteki ve inisteki merdivenlere kişilerin yaşına, sağlık durumuna ,hamilelere bile özel indislerdeki merdivenlere farklı renklerde trabzanlar yapılmış.Halk bu renklerin bile anlamını biliyor.O telasta bile herkes nereden yürüyeceğini biliyor.Sehri uyarmak için kullanılacak sirenler ve sesleri yilda 4 kez kontrol ediliyor halk bilgilendirilerek.Sese göre tehlikenin ne olduğunu bile biliyor halk.Tedbirli almak kadar,o tedbirler konusunda halkı bilgilendirmek ne kadar önemli değil mi?
Bunun yanısıra geleceğimizin teminatı olan yavrularımızın eğitim sistemi de sânirim güncellenmeli,değişen tehlikelere karşı onları yetiştirmeliyiz.Bilincli,vatanını,milletini seven ve koruyan bireyler olarak ,kültürel yozlaşmaya engel olacak şekilde onları yetiştirmeliyiz . Yavrularimiza karşı kurulan tuzakları onlardan uzak tutmaliyiz.Onlara uzanmaya çalışan kirli ellere fırsat vermemeliyiz.Bunu onlara borçluyuz.Bedenen,zihnen ve ruhen onlara sahip çıkmak her türlü tehlikeden korumak zorundayız.
Yeni yila girerken hepimize saglik,huzur,mutluluk,bereket ve bol aydınlanma diliyorum. Bakan göz değil,gören göz, yalnız duyan kulak değil algılayan bireyler olmayı diliyorum.
Devletimizden ve mecliste bizi temsil eden satın vekillerimizden ve bakanlarımızdan bizleri kurulmaya çalışılan bu yeni dunya düzenine karşı korurken bilinclendirmelerini ve bilgilendirmelerini diliyorum.
Sevgiyle kalın,hoşçakalın,yeni yılda güzelliklere acılan kapılarınız bol olsun.
Yorum Yazın