TEHLİKELİ TIRMANIŞDaha önceki yazılarımda, siyasilerin küfürlü ve seviyesiz tartışmaları, etnik köken üzerinden siyaset yapmaları toplum katında acılı olaylara yol açacağını her duyarlı vatandaş gibi altını çizerek söylemiştim. Bugün gelişen olaylara baktığımızda söylediklerimizin doğruluğunu görüyoruz.Son zamanlarda en çok ihtiyacımız olan şey; toplumsal barış. Giderek birbirini sevmeyen ve birbirine karşı tahammülsüz bir toplum haline gelişimiz, yarınlarımız için çok büyük bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır.Son Birkaç yıldır nasıl oldu da bu kadar anlayışsız ve sevgisiz bir toplum oluverdik, anlamak çok güç. Şehitlerle ilgili yapılan protesto yürüyüşleri demokratik bir haktır. Ancak bunu bahane ederek belli mahallelere özellikle Alevi yurttaşların yoğun yaşadığı yerleşim birimlerine yapılan saldırılar ister istemez insanı derinden düşündürüyor. “Acaba birileri Maraş, Çorum ve Sivas benzeri bir olay yaratmaya mı çalışıyor?” sorusunu akıllara getiriyor. İstanbul'da 1 Mayıs Mahallesine yapılan iki koldan üç saldırı girişimi, son saldırıda sivil polisin gözü önünde mahallenin içlerine kadar gelerek esnafa, vatandaşlara taciz girişimleri, yine içinde akademisyenlerin de bulunduğu bir grubun Elazığ'da Alevilerin bulunduğu semtlere saldırmaları tesadüf olarak görülmemeli. Diğer taraftan Türkiye Van'da meydana gelen depremle sarsılmışken sevgiden yoksun şiddetten hoşlanan bir iki spikerin canlı yayındaki deprem gafı herkesi şaşkına çevirdi. Bu davranışların ilerisi için ne derecede tehlikeler doğuracağının bir sinyali olarak ele alınmalı, zaman geçirmeden önlemlerin alınması gerekir. İş işten geçtikten sonra keşkelerin bir anlam taşımayacağını şimdiden görmek lazım. Tıpkı Maraş, Çorum ve Sivas'ta olduğu gibi. Aynı tehlikeli senaryolar gündemde. Uyanık olalım, alet olmayalım. Bu tehlikeli tırmanışlara karşı, birlik ve beraberliğimiz için, toplumsal barış adına bir adım atmak ve hayatımızdaki herkese daha hoşgörülü yaklaşmak ilklerimiz arasında olmalıdır. Sevgiyle kalın. ..
Yorum Yazın