Kaya; “Ülkemizin temel eksikliği herkesin camdan bakarak başkalarını eleştirme derdine kapılması”

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Kaya; “Ülkemizin temel eksikliği herkesin camdan bakarak başkalarını eleştirme derdine kapılması”
Saadet Partisi Ataşehir İlçe Divan toplantısı için Ataşehir’e gelen Saadet Partisi TBMM Grup Başkan Vekili Av. Bülent Kaya gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Kaya; “Ülkemizde temel eksiklik dediğim gibi hiç kimsenin aynaya bakarak kendisini değerlendirmemesi, herkesin camdan bakarak başkasını eleştirme derdinde buda maalesef benzeri olayların yaşanmaması noktasında bizi yeterince ders çıkarmamaya yol açar” dedi.

SAADET Partisi TBMM Grup Başkan Vekili Av. Bülent Kaya başta Bolu Kartalkaya olmak üzere ülkede gelişen diğer üzücü olaylara değinerek sorumluların sorumluluk duygusuyla hareket etmediği müddetçe bu tür olayları hep yaşar ve üzülerek anlatmaya devam edeceğiz dedi.

Av. Bülent Kaya gazetemize ülkenin içinde bulunduğu ve yaşanan acı olaylarla ilgili şu açıklamaları yaptı.

“FECİ OLAYDAN DOLAYI MİLLETÇE HEPİMİZ ÜZGÜNÜZ”

Tabi ki, Bolu Kartalkaya’da meydana gelen 78 vatandaşımızın yanarak hayatını kaybettiği feci olaydan dolayı milletçe hepimiz üzgünüz. Elbette hüzün meydana getirdi fakat bu ve benzeri hadiselerin yaşanmaması ülkemizin daha iyi günlere gitmesi için sorumluluğumuzun arttığının farkındayız. Bu kapsamda saha çalışmalarında milletvekillerimiz, Genel Başkan yardımcılarımız, diğer bütün teşkilat mensuplarımızın çalışmaları devam ediyor. Bizde bu kapsamda Ataşehir İlçemizin bugün kü aylık divan toplantısında hem partimizin bir aylık çalışmalarını hep beraber değerlendirmiş olacağız hem de güncel değerlendirmelerle ilgili teşkilatlarımızla birlikte konuşmuş olacağız.

Av. Bülent Kaya son gelişmelerle ilgili şu detayları bizimle paylaştı.

“HERKES CAMDAN BAKARAK BAŞKASINI ELEŞTİRME DERDİNDE”

Kamusal alanda meydana gelen bu ve benzeri olaylarda bir kamu yöneticisinin yaklaşacağı ilk şey şudur. Elbette ortaya çıkan olayla ilgili zararı azaltıcı veya etkin tedbirleri almayla ilgili çalışmalar yapacak. Ama bir taraftan da kamunun bir görevi ve sorumluluğu da benzerlerinin yaşanmaması için neler yapabiliriz, nerede eksikler var. Ama bizim ülkemizde maalesef insanlar suçu birbiri üzerine atmaktan olayla ilgili herhangi bir ders ve sorumluluk çıkarmama konusunda birbirleriyle yarıştığı için benzerlerini yaşamaya devam ediyoruz. Yeni Doğan Çetesi ortaya çıkar biz ihbar ettik dolayısıyla buradan daha fazla para kazanmak isteyen rant sahibi doktor ve hastane bu işi yaptı diye suçu onlara atıyor. Manisa’da, Muğla’da, Antalya’da orman yangınları meydana gelir. Büyükşehir itfaiyesi gerekli müdahaleyi yapmadı diye topu oraya atıyorlar. Erzincan İliç de kaza meydana gelir, sadece firmada ki birkaç çalışan göz altına alınır. Burada da aynı şey söz konusu. Dolayısıyla bu ve benzeri olayların yaşanmaması için hukuki sorumlulukları var, cezai sorumlulukları, vicdani sorumlulukları ve siyasi sorumlulukları var. Yani bir devlet yöneticisi 78 insanımızın can verdiği ve Turizm Bakanlığı’nın da sorumluluğu olan bir olayda asgari düzeyde hiç olmazsa belli bazı kamu kurumu yöneticilerinin bu İl Özel İdaresi Müdürü olur,  bakan yardımcısı olur, ruhsatı veren kurumun başındaki kişi olur yada  bakan olur, Ama birinin hiç olmazsa siyasetten bir sorumluluk üstlenmesi lazım ki, bundan sonra işini yapanlar  benim herhangi kusur ve kastim olmazsa dahi işimi yeterince takip etmiyorsam mutlaka bunun sonuçları olur düşüncesiyle benzerlerinin yaşanmaması için denetim işinin yapılması lazım. Ülkemizde temel eksiklik dediğim gibi hiç kimsenin aynaya bakarak kendisini değerlendirmemesi herkesin camdan bakarak başkasını eleştirme derdinde buda maalesef benzeri olayların yaşanmaması noktasında bizi yeterince ders çıkarmamaya yol açar.

“YABANCI ŞİRKETLER ARAŞTIRMALAR İÇİN GÖREVLİ GÖNDERİYOR”

Düşünün bir İngiliz turizm acentesi belli bir komisyon karşılığında kendisinden hizmet satın alan kişilere hizmet vermek için Türkiye’deki otellere kendi görevlilerini gönderiyor, hangi otellerde yangın sistemleri yeterince alınmış, güvenli olup olmadığına dair rapor ve o raporu da kendi müşterilerine gönderiyor.  Elin adamı alacağı üç beş kuruş komisyon için bu hizmeti veriyorken, sen yıllardır vergi aldığın vatandaşın yurttaşların bu ülkede güvenli yaşayabilmesi ile ilgili gerekli denetimleri yapmıyorsun. Elbette bunun bir sonucu olmalı. Sigorta şirketleri mesela; bu otel nihayetinde bir kaza bir yangın veya bir felaket meydana geldiğinde zararlarını karşılayabilecek bir sigorta şirketine müracaat ediyor. Sigorta şirketi bir eksper göndererek inceleme yapıyor ve senin bu eksiklerin var diye sigorta yapamam ve böyle bir riske giremem diyor. Devlet bunu neden yapamasın ki. Ama maalesef kimse dediğim gibi kendisini değerlendirmekten ziyade başkalarını değerlendiriyor, Bundan dolayı bu ve bu gibi felaketleri yaşamaya devam ediyoruz.

“MAHKEMELER İKTİDARIN SOPASIYLA HAREKET EDERSE BAĞIMSIZ OLMAZ”

Türkiye de hukuk sistemi siyasi iktidarın etkisi olmaksızın kendi doğal mecrasında yürüyebilmeli. Yasama, Yürütme, Yargı dediğimiz kuvvetler ayrılığı şöyle bir şey. Millet bir hükümet/ Cumhurbaşkanı seçiyor. Diyorlar ki sen bizi yönet ve aynı zamanda meclis seçiyor ve bu hükümetin beni nasıl yöneteceğini sen belirle. Çıkaracağın kanunlarla, çıkaracağın Anayasa ile nasıl yönetileceğinin kurallarını da sen koy diyor. Dönüp mahkemelere yargıçlara da diyor ki, senin koyduğun kurallara göre beni yönetirken suç işleyenler olursa onların takibatını da sen yap. Şimdi sen böyle bir görev ayrımı yapmışken bağımsız olan mahkemeler eğer iktidarın sopasıyla hareket etmek zorunda kalıyorlarsa burada elbette bağımsız bir yargıdan bahsedilemez. Devlet suç biriktirmez. Suç ortaya çıktığı an gereğini yapar. Bu iktidarın kendisi yargı sopasıyla dayak yiye yiye bugünlere geldi. Millet bunu tasvip etmediği için yargıdan dayak yiyen bu siyasi kesimi 2002’den beri iş başına getirdi.  Şimdi aynı sopayı kendileri kullanıyor muhaliflere karşı. Yani siyasi görüşünü tasvip etmesem de Ümit Özdağ’ın 2020’deki twitlerini sorgulamak için 2025’i niye bekliyorsunuz. Ya da belediye başkanlarının yolsuzlukları varsa niçin heybede saklı tutup günü gelince kullanma ihtiyacı hissediyorsunuz. Bu ve benzeri uygulamalar düşünce ve ifade özgürlüğü ile ilgili sosyal medya paylaşımlarının geriye dönük ve son olarak bir menajerlik firma sahibi Ayşe hanımın 13 sene önceki Gezi olayları ile ilgili paylaşımlarının soruşturulması kabul edilecek bir şey değil. Siz 13 sene önce ki sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili insanları yargılayacaksanız en fazla herhalde bugün iktidar mensuplarının dosyaları ortaya çıkar. Bütün bunlar toplumda hukuka, yargıya ve adalete olan güveni maalesef düşürür.

“DEMOKRASİ, BEDEL ÖDENMEDEN MÜCADELE ETMEDEN KAZANILMAZ”

Saadet Partisi TBMM Grup Başkan Vekili Av. Bülent Kaya, tüm bu olumsuzluklara rağmen ileriye umutla bakabilir miyiz? sorusuna şu yanıtı verdi.

Tabi ki, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Göreceli olarak zaman zaman demokrasi ve hukuk devleti ile ilgili sorunlar yaşayabiliriz. Ama 85 milyonluk nüfusun kadim devlet geleneği, yüzyılı aşan bir demokrasi kültürü ile bu ülkenin düze çıkmaması için hiçbir sebep yok. Bunu yapabilmek için umut sadece belli bazı şeyleri temenni etmek için değildir.  Bu temenni ettiğimiz şeyle ulaşabilmek için bir eylem bir irade ortaya koyabilmektir. Bekleyerek nasıl karnımız doymuyorsa, karnımız doyurmak için harekete geçiyorsak demokrasi dediğimiz şeyde böyle bir şeydir. Bedelli ödenmeden, mücadele etmeden, yerimize oturarak kazanılacak bir şey değildir.

Erken seçim olur mu? Sorusuna da özetle şu yanıtı verdi.

“HİÇBİR İKTİDAR EKONOMİNİN KÖTÜ OLDUĞU ŞARTLARDA SEÇİME GİTMEZ”

İktidarların varlığı sebebiyle kendisine ait olan bir seçmen kitlesi olur. İktidar kendi elindeki bu devlet gücüyle muhalefeti aynı zamanda dizayn etmeye çalışıyorsa ve onları sürekli birbirine düşürerek ayakta kalmaya çalışıyorsa ikinci sebebi de bu olsa gerek. Dolayısıyla devletin imkanlarını kullanan bir siyasi iktidara karşı mücadele ederken nasıl mücadele edilmesi gerektiğini bu muhalefet partileri 22 yıldan ders çıkararak bir ortak mücadele ortaya koymazsa elbette dediğim gibi sürekli o iktidar gücünü elinde tutmaya çalışacaktır. Bu ekonomi şartlarında hiçbir iktidar erken seçime gitmeyi göze almaz. Şartları düzeltirlerse belki düşünebilirler. Bu konuda bir tarih vermek zor.

Grup Başkan Vekili Av. Bülent Kaya, açıklamalarının sonunda Ataşehirlilere de bir mesajı vardı.

“ATAŞEHİRLİLERİN SAADET PARTİSİNE DESTEKLERİNİ BEKLİYORUZ”

Daha öncede teşkilatlarımızın birçok kademesinde yer alan Sayın Mahmut Arıkan bey Genel Başkan olarak görevlendirildi. Bu sırada bir genel idare kurulu teşekkül ettirildi ve bir başkanlık divanımız oluştu. Dolayısıyla zaten var olan kadrolardı. Bizde kongreleri sil baştan yenileme süreçleri değil, bayrağı gelinen noktadan alıp daha ileriye  taşımaktır. Bu bir bayrak yarışıdır. Dolayısıyla daha önce görev yapan kişilerin emeklerini zayi etmeden, onların ortaya koymuş oldukları yapıları yıkmadan üzerine bir şeyler inşa ederek inşallah Türkiye’de yeniden milli görüş iktidarına Türkiye’yi hazırlayacak olan çalışmaların içinde olmaya gayret edeceğiz. Ataşehir de bu konuda ilçemize ilimize ve tabi ki Türkiye’de Saadet Partisine desteklerini beklediğimizi buradan bir kez daha ifade ediyorum. Tüm Ataşehirli hemşerilerimizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Erdal Eren Kültür Merkezi’nde Nikâh Salonu hizmet vermeye başladıÖnceki Haber

Erdal Eren Kültür Merkezi’nde Nikâh Sal...

Ataşehir Belediyesi 12.7 ton atık ilaç topladıSonraki Haber

Ataşehir Belediyesi 12.7 ton atık ilaç t...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar