Güçlüyü arkasında his edenler, sürekli muktedirlere övgü yağdıran unvan veya söz sahipleri hiçbir zaman halkın yanında olamazlar ve halkın menfaatleri için çaba sarf etmezler.
Makam, mevki, unvan bunların hepsi bir cekete benzer. Görev bitince asar bir yerlere gideriz. Arkamızda sadece insanlık adına, görev adına yaptığımız güzelliğimiz kalır.
“Bir insanı layık olmadığı yere koymak zulümdür” der Hz. Ali. Nede doğru söylemiş. Liyakat önemlidir. Birileri bir makama geldiği zaman dünyası ve kimyası değişiyor birden. Kısacası kendini nerede görüyorsa anlamakta zorlanıyor insan.
Gerçek anlamda bilgili unvan ve makam sahipleri alçak gönüllü olurlar. “Gösteriş ve şatafat cahillikten kaynaklanan aşağılık kompleksini örtme çabasıdır” der İlber Ortaylı. Tamda birilerinin burnundan kıl çektirmemeleri gibi.
Bu tavırları sergileyenler unutmamalıdır ki makamlar, unvanlar gelip geçicidir, insanlara saygınlık kazandırmaz. Umarım, insana yüzünü çevirenler, birilerine övgü yağdırıp birilerine de suratını asıp sitem edenler bundan bir ders çıkarırlar.
Yorum Yazın