Tulay Uçar; “Atatürk, yalnızca haklarımızı değil, hayallerimizi de verdi”
GÜNDEMKadınların Seçme ve Seçilme hakkının verilmesinin 90’nıncı yılında Ataşehir Belediye Meclisi’nde yapılan konuşmalarla kutlandı.
Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına konuşan CHP Meclis Üyesi Tülay Uçar; " O gün kadınlara, “Sen bu ülkenin eşit bir bireyisin. Senin fikrin, sözün önemli, sen bu ülkenin geleceğinde söz sahibisin” denildi. Ve bunu bizlere armağan eden, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, biz kadınlara yalnızca haklarımızı değil, hayallerimizi de verdi. “Kadınlarını geri bırakan bir toplum, asla ilerleyemez” diyerek, kadınların bu ülkenin geleceğinde vazgeçilmez olduğunu dünyaya ilan etti” dedi.
Tülay Uçar,5 Aralık 1934 Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesi üzerine Mecliste yaptığı konuşmasına şöyle devam etti:
“SEN BU ÜLKENİN GELECEĞİNDE SÖZ SAHİBİSİN”
5 Aralık 2024… Türk kadınlarının milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazandığı o büyük devrimin 90. yıl dönümünü anarken hissettiğim gururu, sizlere kelimelerle anlatamam. 90 yıl önce bu topraklarda biz kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığında, yalnızca bir yasa değişikliği yapılmadı. O gün kadınlara “Sen bu ülkenin eşit bir bireyisin. Senin fikrin, sözün önemli, sen bu ülkenin geleceğinde söz sahibisin” denildi.
Ve bunu bizlere armağan eden, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, biz kadınlara yalnızca haklarımızı değil, hayallerimizi de verdi. “Kadınlarını geri bırakan bir toplum, asla ilerleyemez” diyerek, kadınların bu ülkenin geleceğinde vazgeçilmez olduğunu dünyaya ilan etti.
Bir kadın olarak her gün bu sözleri hatırlıyor, hissettiğim sorumluluğun ağırlığını da gururunu da içimde taşıyorum. Eğer bugün siyasette bir kadın olarak var olabiliyorsam, bunu o yıllarda bu haklar için mücadele eden kadınlara ve onlara bu yolu açan Atatürk’e borçluyum.
O gün, bize sadece bir hak verilmedi. Bir milletin yarısına, yani biz kadınlara, “Sen bu ülkenin eşit bir bireyisin” denildi. Düşünsenize, o dönemde dünyanın pek çok ülkesinde kadınlar hâlâ susturulmuşken, Türkiye’de kadınlara “Sen bu ülkeyi yönetebilirsin” deme cesareti gösterildi.
90 yıl önce, bu topraklarda kadınlar ilk kez seslerini mecliste duyurma hakkını kazandığında, yalnızca bir kapı değil, koca bir gelecek aralandı. Kadınlar olarak o kapıdan geçtik ve her alanda varlığımızı kanıtladık. Ama bugün dönüp baktığımda, hâlâ eksiklerimiz var. Hâlâ her kadın aynı şartlarda sesini duyuramıyor, her kadın haklarını tam anlamıyla kullanamıyor. İşte bu yüzden mücadelemiz bitmedi, bitmeyecek. Eşit hakları alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
“SİYASETTE KADINLAR OLDUĞUNDA, HAYATIN GERÇEK SORUNLARI MASAYA GELİYOR”
Bir kadın olarak siyasette yer almak kolay değil. Engeller var, önyargılar var. Ama her zorluğa rağmen şunu biliyorum. Burada olmak sadece benim için değil, tüm kadınlar için bir sorumluluk. Çünkü siyasette kadınlar olduğunda, hayatın gerçek sorunları masaya geliyor.
Biz kadınlar, çocuklarımızın geleceğini düşünüyoruz, ailelerimizin ihtiyaçlarını görüyoruz, iş hayatında yaşanan adaletsizlikleri bizzat görüyor ve düzeltmek için mücadele ediyoruz. Bu yüzden siyasette bir kadın olarak varlık göstermek sadece bir hak değil, bir zorunluluktur. Eğer o masalarda kadınlar yoksa alınan kararlar eksik kalır.
“KADINLAR OLMADAN BİR TOPLUM ASLA YÜKSELEMEZ”
Mustafa Kemal Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, aslında çok daha büyük bir mesaj verdi: “Kadınlar olmadan bir toplum asla yükselemez.”
Bugün bizlere düşen görev, onun bu vizyonunu daha da ileri taşımak.
Atatürk’ün bizlere verdiği bu hak, yalnızca geçmişe duyulan bir minnet değil; geleceğe olan sorumluluğumuzdur. Kadınların siyasette, işte, eğitimde ve hayatın her alanında eşit bir şekilde var olduğu bir Türkiye yaratmak, hepimizin görevidir.
Atatürk, bu hakkı kazanmamızı sağlarken bize aynı zamanda bir sorumluluk da verdi: Bu hakları korumak ve daha da ileri taşımak. Biz kadınlar, bu mücadeleyi asla bırakmayacağız. Çünkü bu sadece bizim değil, çocuklarımızın ve onların geleceğinin mücadelesi.
Geçmişte bu haklar için mücadele eden kadınları ve bu yolda bizlere ışık tutan Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla şükranla anıyorum. 5 Aralık, sadece geçmişe dönüp gurur duyduğumuz bir gün değil; geleceğimiz için güç topladığımız bir gün. Daha eşit, daha özgür bir Türkiye için bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum diyerek konuşmasını tamamladı.
İlginizi Çekebilir