© Gazete Ataşehir 2020

Memleket Partisi İstanbul İl Başkanı Reşat Şahin Öztürk oldu

31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan Adayı olan Reşat Şahin Öztürk, delegelerin tam oyunu alarak seçimi kazanarak Memleket Partisi İstanbul İl Başkanlığı'na seçildi.

Memleket Partisi İstanbul il Başkanlığı 2.Olağan Kongresi, Bahçelievler Cemil Meriç Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Gerçekleşen kongre'de tek aday olan Reşat Şahin Öztürk, delegelerin tam oyunu alarak seçimi kazanarak Memleket Partisi İstanbul İl Başkanlığı'na seçildi.

Kongre öncesinde Genel Başkan Muharrem İnce'nin, mesajı okundu.

Olağan kongre'nin açılışını İl Başkanı Doğanay Köse üstlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından İl Başkanı Doğanay Köse, "Memleket Partisi İstanbul İl Başkanı Doğanay Köse, "Beylikdüzü İlçe Başkanlığının ardından İstanbul İl Başkanlığı görevimi tamamlamanın büyük bir gurur ve mutluluğunu yaşıyorum. Bugüne kadar benimle birlikte görev yapan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İl Başkanlığımızın 2'nci olağan genel kurulunun partimize, İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

Köse konuşmasının ardından divan'a önerilen isimleri tek tek anons ederek, oylamaya sundu ve oylama delegelerin oy birliği ile kabul edildi.

Gerçekleşen kongre'nin divan başkanlığını; Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı  Ömer Özdoğan üstlenirken, Divan Katip üyeliklerine ise; Parti Meclis Üyesi İbrahim Dönmez, Bilecik İl Başkanı Hüseyin Korkman, Memleket Partisi Samsun İl Başkanı Üyemiz Recep Kılıç, Songül Atacan üstlendi.

Çoban Ateşi asıl şimdi yanıyor Kongre öncesinde gündem dışı söz alan Memleket Partisi Ataşehir İlçe Başkanı Emekli Deniz Albay Sn. Murat Şahin, Reşat Şahin Öztürk ile Ataşehir Belediye Başkan Adaylığı sürecinde yakinen birlikte çalıştıklarını onun azim ve kararlı iyi bir lider olduğunu vurguladı.

Şahin, kürsü’de sizlere Çoban Ateşi hikâyesini anlatmak istiyorum der ve hikâyeyi içtenlikle anlatmaya başlar. Şahin, “Atatürk 9’ncu Ordu Müfettişliği görevini dâhiliye nazırlığından aldıktan sonra merdivenlerden inerken çok heyecanlı ve mutluydu. Samsun’a Bandırma vapuru ile gidecekti. Ancak geminin kazan ve pusulası arızalı idi. 15 Gün süre vardı, gemi onarıma alındı. Yola çıkmadan arkadaşlarının boğaz çıkışında düşman gemileri bizi batırırlar sözüne burada öleceğime bandırma gemisinde ölürüm cevabını vermiştir. Yolculuk 3 gün sürer. Bu 3 gün boyunca kamarasından Atamız hiç çıkmaz. Samsun limanına yaklaşırken kaptan atamıza gelip Samsun’a 1-2 saat kaldı der ve atamızın dudaklarından şu iki kelime dökülür; “Şimdi Başlıyoruz”. İşte bizim Çoban Ateşimizde budur. Memleket Partisi olarak asıl şimdi başlıyoruz” diyerek 2’nci olağan kongrenin hayırlı olması temennisini yineledi.

Kongre’ye Marmara Bölgesi İl Başkanları katıldı

Gerçekleşen kongreye; Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Özdoğan, Parti Meclisi üyeleri İbrahim Dönmez, Ruşen Sever, Bilecik İl Başkanı Hüseyin Korkman, Samsun İl Başkanı Recep Kılıç, Kocaeli İl Başkanı Ünal Karasağız, Yalova İl Başkanı Ertan Şener, Bursa İl Başkanı Cevdet Şen, İstanbul İl Kurucu Başkanı Ertuğrul Günseven, İl Başkanı Doğanay Köse ve İl Yönetim Kurulu üyeleri, Memleket Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Berk Hacıgüzeller'in yanı sıra İlçe Başkanları, kongre delegeleri, partililer ile basın mensupları katıldı.

Bandırma ruhunu taşıyorum
İl Başkan Adayı Reşat Şahin Öztürk, "Bugün bu salonda kendimi 16 Mayıs’ta Galata Limanından Bandırma Vapuruna binen Mustafa Kemal'in heyecanıyla kendimi kürsüye çıkarken görüyorum. Sizinle aynı atmosferde, aynı havayı solumanın onurunu, şerefini, heyecanını, inancını, ruhunu yaşıyorum. Bugün bu salonda 17 Kasım 1922'de kaçan bir hayinin geride bıraktıklarını kaçırmak için bu kürsüye çıkmış bulunmaktayım. Birileri geldiler, maalesef geldikleri gibi gitmediler. Maalesef. Arkasındakilerinin bıraktıklarını süpürmek ondan yüz yıl sonra muharrem ince'ye ve bizlere nasip olacak"

Şahin'in konuşmasının satır başları ise şu şekilde;

İhtiyaç sahibi vatandaşımızın parasını sosyal medya trollerine harcıyorlar
Hakkımızda, bizlere ve  genel başkanımıza yönelik onlarca şey yazıldı ve çizildi. Karalama kampanyaları yapıldı. Kardeş dediğimiz partiler dahil, partilere yapılan yardımlarla, ödediğimiz vergilerle sosyal medya trol ağlarına ödemeler yapıldı. Sosyal yardıma muhtaç vatandaşlarımıza verilmesi gereken paraların, milyarlarca liraları kasalarına koyanların sosyal medya üzerinden trol hesaplarına nasıl aktarıldığını en net şekilde inşallah sayıştay raporları ortaya çıkınca göreceksiniz.

Parti salonuna kendimi demirlerdim ama Muharrem İnce'yi adaylıktan çektirmezdim
Bizi emeğimizle, alınterimizle, kendi silahımızla vurdular. Anlatacağım bunları. Ben o gün il başkanı olsaydım ne yapardım söyleyeyim. Kendimi, o parti meclisi salonu kapısına bir aktivist gibi demirlerdim. Genel Başkanımı o yarıştan çektirmezdim. Çekilmek / çekilmemek muhasebesini yapanlar bizden değildir. Mustafa Kemal, 638 Osmanlı generalinden 5 general ile yanına alarak yola çıkmıştır. Samsun'a çıkarak; canını vatan uğruna feda eden Mustafa Kemal'den, millet bize ne der diyenden ne derse desin diyen o yanlışın içine sürüklendik.  O yüzden o kapıya kendimi kilitlerdim. Ya inanırsınız ya da çıkıp gidersiniz. CHP, içindeki ince siyasi taktik siyasetleri hepimiz öğrendik. Hepimiz ordan geldik, çoğunluğumuz. Çünkü Atatürk'ün partisiydi.  Çünkü devrimci duyguları vardı. Bazıları milliyetçiliği alıyor, hayır altı okumuz vardı. Orda Devrimcilik, Cumhuriyetçilik, Halkçılık var. Parti içindeki tartışma bir halk tartışması.

Bomba atıldıkça sevinenlerle, fabrikalarımızı satanlarla bir yolumuz olduğuna inanmıyorum
Bizim Amerika’nın bombaları Irak’a düştüğü zaman milyarca dolar para kasamıza girecek diyenlerle nasıl siyaseten alacak bir yolumuz yoksa, bizim fabrikalarımızı satanlarla, çocuklarımızın geleceğini çalanlarla, yüreklerimizi çocuk mezarlığına çevirenlerle nasıl yol alacak durumumuz yoksa insan haklarına karşı kafatasçı bir yaklaşım açısı içerisinde olanlarla da bir santim yolumuz olduğuna inanmıyorum. Biz önce insan diyenleriz. Mustafa Kemal Atatürk; anadolu toprakları üzerinde yaşayan insanlarımıza “Türk Ulusu” demiş.

PKK, İsrail ile Amerika’ya hizmet veren taşeron terör örgütüdür
Binlerce yıl kardeşliğimiz içinde kuzeyde, güneyde, doğu da batıda kucak kucağa yaşamış, çarpışmış, kucak kucağa ölmüş her biri için bir yurttaşlık ilkesini ulus sancağı altında ortaya koymuş bir liderdir. Birileri bizi kırk yıldır kaşıyor, hepinizde görüyorsunuz. Ortadoğu'da sınırımıza 240 km kalan İsrail Lübnan'a kadar geldi. Çoluk, çocuk, sivillleri katlediyor. Birileri çıkıyor, diyor ki; İsrail ile savaşacak mıyız? Yav arkadaş; PKK denen pis terör örgütü bir kürt siyasi hareketi değildir. Bir İsrail siyonizmine hizmet veren taşeron terör örgütüdür. Biz 40 yıldır terör örgütüyle, dolayısıyla ABD ile İsrail ile savaşıyoruz. Bu arz edilmiş topraklar zaten gerçek. Sınırın 36 kuzeyindeki paralelden güneydoğu bölgesinde bir kürt bölgesi oluşturup, ulus yapısına, demokratik yapılara sahip, laik ilkelere sahip bir devletle sınır olmak istemeyen İsrail projesidir. Bu bugün tasarlanmadı. Bu Abdülhamit döneminde tasarlanmış bir hikaye. Safha safa yaşıyoruz. Bunların en sevmediği kişi kimdir biliyor musunuz? Atatürk. Daha onlar birinci dünya savaşında bu işi bitireceklerdi. Atatürk, bütün planları bozdu. Sevr anlaşmasını yırttı attı, Lozan'ı başardı Mustafa Kemal Atatürk.

Türkiye’nin en büyük siyasal taşeronu Fetöcüler’ün en sevmediği insan Muharrem İnce’dir
Bugün Türkiye'de en büyük siyasal taşeronu kim? Fetöcüler. Peki Muharrem İnce'nin en sevmediği insan kim bu ülkede Muharrem İnce. İşte bu projenin karşısında Mustafa Kemal'in en net, doğru en olabilecek şekilde temsil edebilecek kişi Muharrem İnce'dir. Efendim; şu kadar aday çıkardık, şu kadar belediye başkan adayı çıkardık. Tamam bunlar siyasette olur. Ben bunları yapmak üzere gelmiyorum. Ne milletvekili, ne birilerini belediye başkanı yapmak üzere geliyorum. Ama birşey için geliyorum. Memleket partisi gönlüm isterki, %50+1 alsın. Ama Türkiye, son 44 yıldır öyle siyasal kodlar üzerinden birbirine sokuluyor ki, bir kardeş kavgasının önüne geçilecek bir siyasal oluşuma ihtiyaç var.

Belediye Başkanı, Milletvekili olarak değil; Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olarak gelin
Çünkü niye; 12 Eylül tankları, Atatürkçü kurumlarının üzerini ezdi geçti.Sucuk fabrikasının önünü açtılar ve onlarda Ilımlı islamcılar olarak 22 yıl önce 3 Kasım'da iktidara getirildiler ve gitmek bilmiyorlar. Peki nasıl bir başkan olacağım. Ben onların yolsuzluğuna karşı; onların caniliğine, emperyalistlerle işbirlikçi planlarına karşı direnen bir Memleket Partisi olarak ayakta kalmayı başaran bir il başkanı olacağım. Bu salonda bulunan veya bulunamayan her bir arkadaşımız şunu bilmek zorunda. Buraya belediye başkanı, milletvekili olarak ve olmaya gelmeyin. En iyi sizden olur biliyorum. Ama bunu olacaksınız. Buraya Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri olarak gelin. Alana çıkacağız. Artık salonlarda, sosyal medyalarda, Spaces odalarında Memleket Partisi dizayn edilmek isteniyor.

Atatürk önce insan demiştir: Kemalizm ana felsefesi önce insandır

Başından beri bu hastalık var. Tarihimizin en kolay işi klavyeşörlük. Manifesto yayınlamış arkadaşlar. Kaybetme hakkımızı elimizden aldılar diyorlar, e gelip kaybetseydiniz. Almadık. Geldiniz de önünüzü mü tıkadık. Delege listelerini vermediniz diyorlar. Değerli başkanımızda burada. O gün ki diğer aday Eyüp Kantar ile bana delege listelerinin verilmesinde geçen süre 1 dakika. Ve bir adaletsizlik varsa 1 dakika bana geç verilmiştir listeler. Bizi kardeş kavgasına sürüklemeye, olmadık bir mustafa kemal yaratmak istiyorlar. Yav arkadaşlar, Kemalizmin ana felsefesi hümandır yani insandır. Önce insan diyendir Kemalizm. Öyle olsaydı; o yunan bayrağına basıp geçerdi Mustafa Kemal. bu topraklarda ölen düşman askerlerini yakın derdi, mezar yapın veya anıt yapın demezdi. bu hümanizmadan kafataşçı yapıya evrilmeye çalışılan başka bir mustafa kemal yaratmaya çalışıyorlar. Araştırmanızı istiyorum. Pan turanizmi yasaklayan Mustafa Kemal Atatürk'tür. Emperyalist hayaller görmeyin, başkasının toprağına göz dikerseniz, kendi toprağınızdan olursunuz. Biz misak-ı milli sınırları içerisinde onurlu ve kendi kendine yeten, dünyaya ve kendine faydalı bir devlet modeli kurduk. Emperyalist hayaller içeren bir devlet kurmadı Mustafa Kemal.

Atatürk: “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözünü bu amaçla söylemiştir
Mustafa Kemal "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" sözünü söylerken; herkes bunun bir barış sözü olduğunu söyler doğru mu? Peki şöyle bakın: İtalyanlar, Akdeniz kıta sahalığımızdaki Antalya'yı bizden istiyorlar. o aslında bir savaş tehdidir. Benim yurdumda barış olursa, senin yurdunda barış olur. Savaş'ı burda yapmam, İtalya’da yaparım diyor. Bu kadarda kararlı ve anlamlı sözdür. Bu karar gibi cesur ve kararlı olacağız.

Memleket Partisi, öz evlatlarıyla vitrine çıkacaktır
Memleket partisi; 1-5-10-100 oy alır. %50+1 alır. Alsın. Alması için çalışacağız. Birileri gibi, 2-3 HÜDAPAR'lı, DEM'li,  dönek sağcı ve solcu alarak ortaya koyup, alın size çorba diyerek bize oy verin demeyeceğiz. Memleket Partisi, Türk siyasetinin en saf, en yalın vatan sevgisini içinde taşıyan kadrolarla siyaset yapacak arkadaşlar. Biz kendimiz olarak oy isteyeceğiz. Transfer siyasetçilerle oy istemeyeceğiz. Memleket partisinde memleket partisinin evlatları bu yükü omuzlayacak, memleket partisinin evlatları vitrine çıkacak ve bu kadar net.

1 Yılda 39 İlçemizin kapısı fiziki ve aktif açık olacak
39 İlçemiz var. İstanbul kozmopolitik olarak, Türkiye'nin en net özeti. Türkiye'nin %20'i nüfusuna, konar göçer ile bu nüfus %30'a takabil ediyor. Dünya’nın ve Türkiye'nin kalbi burada atıyor. İl Başkanlığımızın kuruluşundan bugüne, görev alan İl Başkanlarımızdan kaynaklı veya dış kaynaklı aksamalar olmuş olabilir. Ama bugün 22 ilçemizde, Memleket Partisi var. Minimum 6 ay, maksimum 12 ay içerisinde 39 İlçemizin fiziki ve aktif bir biçimde kapıları açık olacak. Başı sıkışan vatandaşımız, Memleket Partisi İlçe Başkanlığımıza gidecek. Ve o ilçe başkanlığımız, o vatandaşımız sorunlarını sahiplenecek. Bu şiddete maruz kalmış, bir kadın vatandaşımız olabilir. Sokakta kalmış bir çocuk olabilir, aç kalmış bir insan olabilir. Bizim siyaset yapma gibi yükümlülüğümüz var, ama insana dokunmak gibi daha da büyük bir yükümlülüğümüz var. Çünkü biz insanız. Sorunlarımızı paylaşacağız.

Tehlikenin farkında mısınız?
Suriyeliler kesinlikle gitmeli. Ama birilerinin dediği gibi kamyonlara doldurarak değil. Bahsettiğiniz kişilerde insan. Patates çuvalı değil, insanı ve vefayı siyasetten çıkarttığınız zaman, insani değerleri çıkarttığınız zaman geriye bizden birşey kalmaz. Dün sosyal medya video gördüm. 9 Yaşındaki Suriyeli bir çocuğu, 18 - 19 yaşındaki gençlerce dövülüyor, küfür ediliyor ve video olarak paylaşılıyor. Bu video 300 bin like (beğeni) almış. Arkadaşlar içimize 10 milyon mülteciyi getirdiler, siz kabul etsenizde etmeseniz de getirdiler. Ve maalesef ki; o sarayda oturan zatın, Suriye'deki politikaları yüzünden buraya getirdiler.   10 yılı aştı, 13 yıl oldu. O gün doğan çocuk, bugün o çocuk 13 yaşında. O insanlar durduk yere buraya gelmedi, Suriye'deki politikalar yüzünden buraya geldiler. İlerde sokakta nasıl bir tehlikeyle karşılacağımızın farkında mısınız. O yüzden hırpani değil,  insani olarak, toplumla entegre edebileceklerimizi entegre edeceğiz. Kurallara uymayanları göndermek zorundayız. Yoksa 10 içinde büyük adı koyulmamış sokak terörü ile karşı karşıya kalacağız. Bu PKK'dan da depremden de daha büyük tehlikeli. Buna çanak tutamayız, insanlık dışı politikalardan bahsedemeyiz. Bolu Belediye Başkanımız Tanju Özcan'da sağolsun çelenk göndermiş. Tanju gibi Suriyelileri toplayacağız, kamyona dolduracağız ve göndereceğiz dersek belki hepiniz alkışlarsınız. Ama öyle yapmayacağız. Bunu insani bir şekilde yapacağız. O insanların; topraklarına güven içerisinde gidebilmelerini, evlerinde, yurtlarında, barış içerisinde gidebilmelerini, evlerinde barış ve huzur içerisinde yaşamaları için, sayın genel başkanımız ile birlikte huzur içinde geri dönmelerini sağlayacağız. Kimsenin kanına girerek, aşağılayarak değil. bu bize yakışmaz. Bunu böyle düşünenler, bir noktada hata yapıyorlar. Çünkü gönderemeyeceğiniz o insanlar yarın bize düşman olur. Öyle yada böyle o insanlarla bir şekilde yaşıyoruz.

Dijital İl Başkanlığını hayata geçireceğiz
Sosyal medyada çok çalışıyoruz. İstanbul'da kapalı devre bir sistemi hayata geçireceğiz. İstanbul'un 39 İlçesinin ve 964 mahallesinin kent haritasını çıkartacağız. Eğitim programlarını online ve video konferans yöntemiyle alacağız. Parti içerisindeki farklı görüşleri, tek görüşte toplayacağız. Kişisel görüşçülerin, cemiyette ne işi var ben bunu merak ediyorum. Partiye mi uymaya geldiniz, yoksa partiye mi kendinizi uydurmaya geldiniz. 1925 İktisat kongresi kararlarına bakın, Atatürk çalışan ve üreten toplum yarattı. Sayın Muharrem İnce ile bizde öyle bir toplum yaratacağız. Yer altı sularımız 5 katı eksilmiş. Çocuklarımızı çok büyük bir tehlike bekliyor. İşte Memleket Partisi olarak buna çözüm üreteceğiz.
39 İlçemizin kent haritasını çıkartacağız
39 İlçe'de kent çıkaracağımız kent haritaları ile 39 İlçe Başkanımız ilçesindeki ve mahallesindeki vatandaşlarının sorunlarını biliyor olacak ve çözüm üretecek noktada olacak.

Muharrem İnce benim hocam ve öğretmenimdir

Sosyal medya'da tartışmalara girmeyin, lütfen sorunu olan vatandaşlara dokunun. Genel Başkanımız  TV'de görmeye bilirsiniz, genel başkanımız farklı programlarda çalışmalarını sürdürürken; sizlerin mahallelerindeki ve komşularınızın sorunlarını bilmeye bilir. Sorunları sen bilirsin. Motivasyonunuz düşmesin, inanarak çalışın. Siyasette 10 yıldır, adamcılığı çıkarttım. Benim sadakatim ideolojiyedir. Benim sadakatim; ebedi kurucu komutanımız Mustafa Kemal Atatürk'e dir. Sayın Genel Başkan Muharrem İnce, benim gerçekten hocam hemde öğretmenimdir. Güvenin tamdır, sonuna kadar arkasındayım. İdeolojiye  sadakat, lidere güven vardır. Siz evde beklerseniz, Muharrem İnce'nin bu partiyi uçurmasını beklemeyin.

Seçimi kaybettim ama umudumu kaybetmedim
Ataşehir'de belediye başkan adayıydım. Ataşehir'de girmediğim mahalle, cafe, kahve, cenaze - düğün evi kalmadı. Bir ara baktım Mustafa Sarıgül gibi; düğün evinin tefçisi, cenaze evinin yasçısı olmuşum. Oy alabildik mi, hakettiğimiz oyu alamadık. Bu bizde umut mu kırdı, tabi ki hayır. 1977 yılında %41,4 oy almış, kahraman bir Ecevit var. Dağ, taş Karaoğlan Ecevit. Ortalık yıkılıyor. Aradan 8 yıl geçmiş, 1987 %1.2 civarı oy almış. O dönemin gazetecisi Ali Kırca, Ecevit ile alay etti. Ne diyorsunuz sayın Ecevit dediğinde; cevaben "Taşı delen suyun şiddeti değil, süreklilidir" demişti.

İlk eylemimizi İstanbul defterdarlığına yapacağız
İstanbul'da 658 bin 400 kişiye e-haciz yapılmış devletin maliyesi tarafından. 3 kişi çalıştırsa bu kişiler 2 milyon kişi yapıyor. SGK, 1 Milyona yakın mükellefe e-haciz yapmış. Belediyelerde alacaklarına karşılık; İstanbul'da 2.5 milyon sakinine bankalarına, araçlarına, tapularına e-haciz yapılmış. İstanbul'un %25'i maddi olarak kolunu, kanadını kaldıramayacak durumda. Hadi Muharrem İnce, çıksın TV'ye çıksın bunu çözsün, yok. Göreve geldiğimizde ilk eylemimiz İstanbul Defterdarlığında olacak. Bu ülke de hacizler sürdüğü sürece; esnafı, sanayicisi, mükellefi birşey üretemeyecek. Ben bunu İş adamı olarak biliyorum. Adamın 50 bin TL'lik borcu için 500 bin TL'lik çeki yazılıyor. Ertesi gün ise o esnaf iflas, konkordato ilan ediyor. Bu ülkede küçük esnafı ve firmaları bitirmeye yönelik sistem işliyor. Kendi üreticimizin, esnafımızın, firmalarımızın yanında yer alacağız ve direneceğiz. Vatandaşımız bizi yanında görecek.

Nerede bir olay orada Memleket Partisi olacak
İstanbul İl Başkanlığımızda basın telsizi olacak. Nerede bir yangın, bir olay olduğunda nöbetçi il başkan yardımcımız ve ben orada olacağız. Basından önce orda olacak. Algının arkasından sürükleyen değil, arkasından algıyı sürükleyen yeni bir yönetim dönemine geçiyoruz.

Atatürkçü öğretmenleri sürgün ettiler
 İstanbul'da son 5 yılda sebebi belli olmayan başarılı olmayan, devlet okulu öğretmenlerinden 28 bin öğretmen il ve ilçeler arasında sürgün edilmiş. 23 Bin öğretmenin sicilinde ne yazıyor biliyor musunuz? Atatürkçü öğretileri yazıyor. Bu insanlar sürülmüş, dışlanmış, itilmiş. Devlette 30 bin matematik, 10 bin fizik öğretmeni varsa ne yazık ki öncelikleri din öğretmeni atamak oluyor. Ve sonrasında atanan bu kişileri okullarda müdür, müdür yardımcısı olarak görevde yükseltiyorlar. Çocuklarımızın eğitim ise Allah'a emanet.

Rüşvetçiler, tacizciler, işkenceciler doğuya göndermekle bölgeyi ayırıyorlar
Bu ülkede Ezilen ve insanlık sorunu var. Sorunlara Türkiye merkezli bakmak zorundayız. Eğitimde fırsat eşitsizliği var. Adam burada rüşvetci, tacizci, işkenceci memuru Doğu Anadolu’ya sürgüne gönderip, anayasasında eşitçilik yazan bir ülkede; mısak-ı milli sınırları içerisinde bir bölgeyi ayırıp burayı sürgün coğrafyası haline getiren yapı, bölücü bir yapıdır. Sonra bu halk bana niye düşman oluyor diyeceksiniz. Bu vatanın her bir karış toprağı kutsaldır. Şehit kanı ile sulanmıştır bu topraklar.

Mustafa Kemal’in askeriyiz değilde, İblis’in askeri miyiz diyeceklerdi
Efendim bir yemin töreninde; Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyen teğmenlerimizin ihracı isteniyor. Ya; ey saraydaki utanmaz. Ey Mustafa Kemal'in ordusunda apoletleri takılı olup oturanlar; İblis'in askerliğini mi yapacaktı bunlar. Tabiki, Mustafa Kemal'in askerliğini yapacaklardı. Mustafa Kemal'in Askeri onlar. Bu ordu Memleket Partisi iktidarında; bu ülkenin topraklarına göz diken işbirlikçi Nato üyesi ülkelerden kendini ayırmak zorundadır. Buradan çıkmalı, milli orduya geçmeli ve nato'nun güdümünden çıkarmalıyız. Mustafa Kemal'in askerleri geçmişte başardı, yine başaracak.

Milli ordu olmazsa olmazımız olmalı ve Nato’dan çıkmalıyız
Ben Şırnak'ta askerlik yaparken, askere ekmek ulaştırmak için 2 gün bekliyorduk. Adamlar Amerikan sikorskyleri ile 100 kg'luk mermileri üstlerimize saldırıyordu. Sabahına 5 askerimiz şehit oluyordu. Şimdi stratejik ortaklarımız; ABD ve İsrail. Ordumuzu onlarla şimdi beraber donattık, eğitim verdik. Biliyor musunuz? Bizim ordumuza, mehmetçiğimize, polisimize, halkımıza kurşun sıkan, masum insanlarımızın canına kıyanları 44 yıldır besliyor ve bu adamların yönettiği nato zihniyetine ordumuzu emrine vermişiz. Biz burdan çıkacağız, derhal milli ordu kuracağız. Milli ordu kurulmadan Türkiye iktisadi bağımsızlığına, sosyal, siyasal bağımsızlığına kavuşamaz. Ordumuzu Nato Ordusu ve generallerinin emrinden çıkartacağız. Vatan toprağı kutsaldır, yabancı asker postallarını burda gezdirmeyeceğiz. Bizim hiç kimsenin üssü ve çıkarlarının bekçisi değiliz. Biz yalnızca Türk ulusunun çıkarlarının bekçisi değiliz, yalnızca bu uğurda canımızı veririz.

Oyuna gelmeyin, 200 yıl boyunca sürecek kardeş kanı akıtmak istiyorlar
Bizim başka ülkenin toprağında gözümüz yok. Memleket Partisi İstanbul İl Başkan adayı olarak, buradan tarihe not düşüyorum. Sayın Bahçeli'nin yaptığı açılımlar hiçbiri tesadüf değil. Erbil, Musul, Kerkük bölgelerini yani Kürdistan bölgeyi yani Türkiye'ye bağlayalım diyecekler. Ama bir şartla bunu diyecekler. Üniter yapıdan vazgeçin diyecekler. Sakın bu numarayı yemeyin arkadaşlar. Türkiye, ulusal devletten yani Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu üniter devlet anlayışından federal bir devlet anlayışına geçtiği gün. Bu topraklarda en az 200 yıl bitmeyecek, kardeş kanı akacağını bilin. Bunun için Memleket Partisine Türkiye'de ihtiyaç var. Türkiye'nin üstüne oyun oynanıyor. Tek bir siyasetçi var oda Muharrem İnce. Çünkü; Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde Türkiye'nin 7 bölgesinde kabul gören vatanın öz evladı olarak görülen, samimi duygulu bir insan olarak halkımızın sıcak karşılamasını gördüm. Hata yapmadı mı, bizim genel başkanımız yaptı. Çünkü rasyonel bir insanlar peşinde değil, canı gönülden duygusal olarak vatanına ve halkına bağlı bir insan. Duygusal olarak kırılmalar yaşabilir insanlar.

Bizim siyasi akrabamız geçmişte işkenceyi ve FETÖ’yü öven Ümit Özdağ, Yavuz Ali Ağıroğlu değildir

Bizim siyasi akrabamız, polis akademisinde akademik kurul başkanlığı yapıp nasıl hukuka uygun işkence yapılır diyen Ümit Özdağ değildir. Herkes haddini bilecek. Bizim siyasi akrabamız polis akademisinde Fetullahçıları överek, apolet takan Zafer Partisi’nin genel başkanı değildir. Duygusal anlarda benimde yaptığım yanlışlar ve hatalar olmuştur. Ama bana kimse şunu diyemez; Muharrem İnce geçmişte bir gün FETÖ'yü övdü diyemez. Açın Ümit Özdağ'ın geçmiş kasetlerine bakın, Fetullah Gülen'i nasıl övüyor. Anahtar Parti Yavuz Ali Ağıroğlu'nun bir tane beyanatını vereyim size : "Kürt insan değildir, müslüman olmayan kürt hiç insan değildir diyor" böyle bir zihniyet geliyor.

MHP İmralının sözcüsü, CHP Genel Başkanı ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı gibi davranıyor
Siyasi akrabamız diyenlere seslenmek istiyorum. MHP, yakında İmralı'nın sözcüsü olursa şaşırmayın. Birde ana muhalefet var. Ana muhalefetin başına bir genel başkan geldi. Adeta bir CHP Genel Başkanı değil, Cumhuriyet Halk Partisi'nden sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı var. Beyefendi el yükseltiyormuş. Özgür Bey!, kumar masalarında el yükseltilir. Bu ülke kumar masalarında, senin Kıbrıs'ta oynadığın kumar masalarında kurulmadı. Öyle el yükseltemezsin. Ben kürdüm, Türk ulusunun da bir evladıyım. Benim öz dedem, Çanakkale'de şehit. Bu devleti atalarım, Mustafa Kemal Atatürk ile omuz vererek, omuz omuza mücadele vererek, toprağın karabağrında selvi gibi yatarak kurdular. Sen kime ne devleti vaat ediyorsun. Biz bu devleti beraber kurduk, sonsuza kadarda beraber yaşatacağız. Sen el yükseltirsen, bu memleket partililerde sana ses yükseltir. Hiç öyle aldığın oya güvenme. Mustafa Kemal, 1919 seçime girseydi %1 oy bile alamazdı. Vahdettin'e ağzını açanın cezası ağır oluyordu. Kendinizi belediyelerinizden dolayı güçlü düşünüyor olabilirsiniz. Ne kadar haklı iseniz, o kadar güçlüsünüzdür. Mustafa Kemal'in yanında 658 Osmanlı paşasından 5 tanesi yanındaydı. 16 Mayıs'ta gemiye bindiğinde sadece 3 kişi gerçeği biliyordu. Burada İstanbul'da sadece yüz binleriz. Mustafa Kemal'in koşullarına göre bugün daha fazla imkânımız var. Vatan bir bütündür bölemeyeceksiniz, son memleket partili arkadaşımız canını vermeden bu topraklarda emperyalist emellerini inşaa edemeyeceksiniz.

Reşat Şahin Öztürk konuşmasının ardından, Divan heyeti tarafından oy verme işlemine geçildi. Yapılan oylama sonucunda Memleket Partisi İstanbul İl Başkanlığına Reşat Şahin Öztürk seçildi. Yönetim Kurulu asil, yedek, denetim kurulu asil ve yedek üyeleri ile kurultay delegeleri blok listede yer aldığı şekliyle seçildi.

Başkan Öztürk, İl Başkanı seçimi sonrasında tebrikleri kabul ederek Memleket Partisi İstanbul İl Başkanlığı olarak aktif çalışmalarla ön plana çıkacaklarını vurgulayarak kongreye katılım sağlayan herkese teşekkür etti.

İL YÖNETİM KURULU ASİL - YEDEK, KURULTAY DELEGELERİ İSE AŞAĞIDAKİ İSİMLERDEN OLUŞTU

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER