Yeter, Yeter, Yeter!..
GÜNDEM
Yeter, Yeter, Yeter!..
Bu isyan işe giden bir vatandaşın canının yanması sonucudur. Polisin orantısız güç kullanması sırasında işe giderken gazla tanışması sonunda
“Yeter, yeter, yeter artık! Çoluk çocuğumun rızkı için, ekmeği için çalışmaya gidiyorum” diyerek tepkisini dile getirmişti. Duyan kim. Polis artık halkın huzuru için değil, huzurunu kaçırmak için çaba sarf eden bir güç. Halkın polisi, görüşü, duruşu ne olursa olsun, halkını kollayan, ona destek olandır. Bizdeki polis profili, halkını gaza boğan, kafalarına kurşun sıkan, kısacası öldürmek için gözünü kırpmadan orantısız güç kullanan, küfür eden, kaba davranan, güçlünün yanında yer alan bir meslek.
Onun için diyorum ki, bu polis halkın polisi olamaz. Taksim Gezi Parkı'nı kana bulayan bir güç, halkın gücü olamaz. Taksim Gezi Parkı’nı görmeyen başbakan da bizim başbakanımız olamaz. Vali, Emniyet Müdürü, İçişleri Bakanı da bizim idarecilerimiz olamaz. Onların görevi, vatandaşın huzur ve güvenliğini sağlamak. Yüzbinleri görmemezlikten gelerek hepsine marjinal grup diyerek Toma'larla, gaz bombalarıyla ortalığı savaş alanına çevirmek için emir verenler, ülkesini, vatandaşını sevmeyen, birilerini mutlu etmek için çaba sarf eden insafsız ve merhametsiz kişilerdir. Bu tür insanlar makamlarını kaybetmemek için her türlü şiddeti uygulamaktan kaçınmazlar. Ülkeyi kutuplara bölmek, insanları biribirilerine düşman kılmak hangi insan sever ve vatanseverin işidir. Anlamakta zorluk çekiyoruz.
Bir taraftan 76 milyondan bahsedeceksin, diğer taraftan yüzde 50 diye ikiye ayıracaksın. Bu nasıl bir anlayış? 4 ölü binlerce yaralı ve tutuklu. Nasıl mutlu olursunuz? Bunlar kim? Bunlar sizin dilinizin dönmediği ve hiçbir zaman kabul etmediğiniz bu ülkenin gerçek sahipleridir. Ülkesine vatanına sahip çıkanlardır.
“Yol ver gidelim, Taksimi ezelim” diyen yandaş gruba cevaben;
“Yol ver gelsinler, Gezi'de insanlığı görsünler” deyip onlara kardeş elini uzatanlardır. Bunların neresi marjinal, bunların neresi çapulcu.
İktidar kendisine yönelik tepkileri anlamaya çalışıp, çözüm üreteceğine, söylevleri ve yaptıkları karşı mitinglerle kin ve nefreti de körükleyerek tehdidi ve şiddeti öne çıkartarak, yeni sorunlar yaratıyor. İnsanları aşağılayarak, tehdit ederek, şiddete başvurarak çözüm aranmaz. Dayanışma eylemine katılanları terörist ilan ederek ölüm derecesinde saldırmak, yaralılara gönüllü yardım eden doktorları tutuklamak, kapılarını yaralılara açan işletmeleri gazlamak savaş koşullarında dahi görülmeyecek bir şiddetle yapılan bu saldırılar kimin yüreğine su serpmiştir. Ülke bir kardeş kavgasına doğru sürüklenmektedir. Aklıselim, sağduyulu tüm vatandaşların buna karşı çıkması, Şiddet ve tehditten nemalanmak isteyenlerin çabalarını boşa çıkaracaktır. Duran adamlara bile tahammülü olmayan bir idare şekli ile karşı karşıyayız. Dilerim faili meçhuller olmaz.
Saygılarımla…