TİP Ataşehir örgütü Deniz Gezmiş ve arkadaşların için anma töreni düzenledi!

KÜLTÜR SANAT

Türkiye İşçi Partisi Ataşehir İlçe Örgütü, Mustafa Kemal Mahallesi Deniz Gezmiş Deprem Parkı’nda bulunan Deniz Gezmiş Heykeli önünde toplanarak, “Sana söz devrim olacak” sloganıyla bir kez daha yad ettiler.

DEM Partililerin destek verdiği anma töreninde  TİP Ataşehir ilçe başakanlığının günün anısına hazırladığı basin açıklaması okundu.

Saygı duruşu ve   karanfillerin bırakılmasının ardından yapılan basin açıklaması şöyle:

“HALKTAN YANA BIR GELECEK ISTEYEN MILYONLARIN SESI OLMUŞLARDI”

Bugün 6 Mayıs.
Türkiye’nin devrimci tarihine utançla, ama bir o kadar da onurla kazınmış bir gün.
53 yıl önce bugün, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan; bağımsızlık, eşitlik ve halk egemenliği için yürüttükleri mücadele nedeniyle idam edildiler.

Onlar yalnızca üç genç değil, bu halkın özlemlerini omuzlamış, baskıya, sömürüye ve emperyalizme karşı halktan yana bir gelecek isteyen milyonların sesi olmuşlardı. Onlar, bu ülkenin üniversitelerinde, fabrikalarında, köylerinde biriken öfkenin, biriken umudun adlarıydı. Darağacında susmadılar. Son sözleri hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor:

“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!”
“Kahrolsun emperyalizm!”
“Yaşasın halkların kardeşliği!”

Bu sözler, sadece geçmişin bir yankısı değil; bugünün ve yarının yol haritasıdır.

“EMPERYALIZM HÂLÂ BU ÜLKENIN KAYNAKLARINI SÖMÜRÜYOR”

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan; bu topraklarda emeğin, halkın, özgürlüğün egemen olduğu bir düzen için mücadele ettiler.

Onlar; Amerikan üslerinin kapatılmasını, Türkiye'nin emperyalizmin askeri ve ekonomik tahakkümünden kurtulmasını, eğitimde eşitlik, işçi sınıfı için adalet, yoksulluk içindeki milyonlar için insanca yaşam talep ettiler.

Bu talepler hâlâ geçerliliğini koruyor.

Çünkü emperyalizm hâlâ bu ülkenin kaynaklarını sömürüyor.

Çünkü sermaye sınıfı, işçileri güvencesizliğe, gençliği işsizliğe ve geleceksizliğe mahkûm ediyor.

Çünkü bu topraklarda hâlâ zenginlik bir avuç azınlığın elindeyken, milyonlar yoksulluk içinde yaşamaya çalışıyor.

Denizler’in mücadelesi, bu eşitsizliğe ve adaletsizliğe karşı halktan yana bir düzen özlemiydi.

“DARAĞAÇLARIYLA SINDIRILMEYE ÇALIŞILAN O UMUT, HALKIN YÜREĞINDE DAHA DA BÜYÜDÜ”

1971 darbesinin ardından, halkın yükselen taleplerini bastırmak isteyen devlet; emekçilerin ve gençliğin yükselen sesini susturmak için, devrimci kadroları hedef aldı.

Bağımsızlık isteyen, adalet isteyen, özgürlük isteyen üç devrimci genç, göstermelik bir yargılamayla idama mahkûm edildi.

Ancak darağaçlarıyla sindirilmeye çalışılan o umut, halkın yüreğinde daha da büyüdü.

Çünkü onların idamı, sadece bir infaz değil, halk düşmanı bir düzenin kendini koruma refleksiydi.

Bugün hâlâ o düzen ayakta:

– Emek sömürüsü büyüyor,

– Üniversiteler baskı altında,
– Kadınlar, LGBTİ+’lar, işçiler, öğrenciler susturulmak isteniyor.

“DENIZLER YAŞIYOR, MÜCADELE SÜRÜYOR”

Ancak unutulmasın:
O düzenin yargıladığı üç devrimci, halkın vicdanında çoktan beraat etmiştir.

Bugün Deniz Gezmiş olmak;
– Gençliğin sesini kısmaya çalışanlara karşı durmaktır.
– Emekçilerin yanında saf tutmak, işçi direnişlerine omuz vermektir.
– Üniversitelerde özgür düşünceyi savunmak, bilimin ışığında yürümektir.

Bugün Hüseyin İnan olmak; halkın sorunlarına kayıtsız kalmamak,
Yusuf Aslan olmak; halkların kardeşliğini savunmak, ayrımcılığa ve milliyetçiliğe karşı durmaktır.

Denizler’in idamını anmak; onları pasif bir şekilde yâd etmek değil, onların bıraktığı devrimci mücadeleyi bulunduğumuz her alanda sürdürmektir.

Bu topraklarda eşitlik isteyenler,
Bu topraklarda halk için adalet isteyenler,
Bu topraklarda geleceğini ellerine almak isteyenler var oldukça;
Denizler de yaşayacak.
Onların mücadelesi de sürecek.

Onların bıraktığı değerleri büyütmeye,
Bağımsızlık, halk egemenliği, özgürlük ve eşitlik için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Denizler yaşıyor, mücadele sürüyor!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Yaşasın eşit, özgür, bağımsız Türkiye mücadelesi!
Yaşasın devrimci gençlik!