© Gazete Ataşehir 2020

Savaşın ve Terörün Gerçek Yüzü

Savaşın ve Terörün Gerçek Yüzü Ataşehir Belediyesi bir fotoğraf sergisi açtı. Ancak bu sergi sıradan bir fotoğraf sergisi değil. Fotoğraflara baktıkça neler düşünmüyorsunuz ki, neler anımsamıyorsunuz ki... Önce bu ne vahşet, bunu kim yapabilir, bunu hangi vicdan kabul edebilir, bunu yapanlar nasıl insan içine çıkabilir, bunu bile bile yapanlar, insanlığa reva görenler hiç utanmamışlar mıdır gibi birçok soruyu aklınızdan geçiriyorsunuz. Bu sergiye konu olanlar bizimle yaşıtlar, yakın komşularımız. İşgal yanı başımızda yaşandı ve biz seyirci kaldık. Irak'ta yaşandı bu vahşet. Amerika demokrasi getirme yalanı ile bunları yaşattı komşularımıza. “Amerikan Laneti Üzerinize Olsun” bir ulusa, bir halka edilecek en büyük, en kötü beddua olsa gerek. Bir fotoğraf sergisi açtı Ataşehir Belediyesi. Savaşın kötülüğünü lanetini hiçbir görsel bu kadar izah edemez. Birçoğu çocuk yaşta bu vahşetle karşılaştılar. Bir an kendinizi, çocuklarınızı onların yerine koyun. Savaşın sonuçları bunlar. Savaş derken bir işgalden söz ediyoruz. Amerika'nın yakın doğu'yu, orta doğuyu kontrol edebilmek için vahşice işgal ettiği Irak'ta yaptıklarını sergiliyor bu fotoğraflar. Her Ataşehir'li görmeli bu sergiyi. Her insan bu fotoğraflara bakıp emperyalizmin nasıl vahşileştiğini görmeli. Gerçi bu, savaşın görebildiğimiz yüzü. Binlerce insan işkencelerde can verirken, binlerce kadına kıza tecavüz edildi Irak'ta. Halepçe'de kimyasal bombalarla insanlık suçu işleyen Saddam'ı dahi aratır oldu, Amerika'nın yaptıkları. Yapılanlar devletlerce yargılanmasa da insanların vicdanlarında mahkum oldular. Ataşehir Belediyesi'ne ve bu projenın sahiplerine, bu duyarlılığından, bu insani tutumundan dolayı binlerce teşekkür etmek gerek. Fotoğraf sanatçısı Niko Guido savaş karşıtı fotoğraf projesi çerçevesinde sergilediği resimlerle tarihe geçti. “Bizi Rahat Bırakın/Leave Us Alone” serzenişi ile fotoğrafa konu olan savaşzedeler bir ömür vererek Emperyalizm'in vahşeti ile insanlığı tanıştırmış oldular. ABD emperyalizmini lanetleyip, ona karşı durmayan herkes ortak bu suça. Fotoğraftaki savaşzedeleri tercüme edip seslendiren sanatçılara da teşekkür borçluyuz. Bu fotoğrafları görünce Türkiye'de otuz yıldır devam eden “düşük yoğunluktaki” savaşı ve barış sürecini aklımıza getirmeden edemiyoruz. Bu konuda herkes çok şey yazdı, söyledi. Ben detaya girmeden artık hiç kimsenin burnu bile kanamadan bu sürecin başarıya ulaşması için samimi davranılmasını istiyorum. Bu barış süreci çok boyutlu bir projenin başlangıcı. ABD-İsrail-Türkiye kısa ve uzun vadeli ortaklaştıkları bir projenin ülkemizdeki uzantısı barış süreci. Ancak akan kanın durması, kardeşlik ve dostluğun gelişmesi için savaş karşıtları ve barışseverler bu sürece destek veriyor. Uzun vadeli sürecin basamaklarında da olabilecekleri görüp, bu desteği insanlığın zararına olacağı evrelerde kösteğe dönüştürme becerisini de göstereceklerine inanıyorum. İşin içinde ABD ve İsrail varsa uzun vadede insanlık adına hayır getirmez. Barış sürecinin muhatapları ve bizler adım adım gelişmeler karşısında uyanık olmak zorundayız. Bu yazıyı yazarken Roboski katliamının komisyon raporu açıklandı. Açıklanan raporla devletin uçakları ile bombalanan 34 kişinin yakınları kadar kahroldum. Amerika'nın Irak'a yaptıkları ile ne farkı var. Yaşamak derseniz bu fotoğraf sergisindeki insanlar yaşıyor. Roboski’de bırakın sakat kalmayı cesetlerin parçaları katır ceset parçaları ile karıştırılmamak için DNA testlerinden geçirilmek zorunda kalındı. Dahası kendi vatandaşını bombalayarak öldürüyorsun. Fotoğraf sergisini gezerken Roboski fotoğraflarını da zihninizde mutlaka canlandırın. Vatandaşı olmaktan utanmayacağımız bir ülke ve anayasa özlemiyle…

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER