Saadet Partisi Ataşehir STK Temsilcileri ile Mahalle Muhtarlarını Ağırladı
GÜNDEMSaadet Partisi Ataşehir İlçe başkanlığı düzenlediği ilçe kahvaltı ve istişare buluşmasında mahalle muhtarları ile STK başkan ve temsilcilerini ağırladı.
Toplantıya katılan ve ülke gündemini değerlendiren Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, ekonomik göstergelerin gerçeği yansıtmadığını dile getirerek; “ Bugün ekonomide, sağlıkta, eğitimde tarım ve hayvancılıkta kısacası sosyal hayatın neresinden bakarsak bakalım ülkemizin iyi yönetilmediğini görüyoruz” dedi.
Saadet partisi Ataşehir İlçe Başkanlığının düzenlediği kahvaltı ve istişare toplantısına; İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, Saadet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcıları Selman Yücel, Yaşar Kengel, Saadet Partisi Ataşehir İlçe Başkanı Âdem Boz ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Mahalle Muhtarları ile Ataşehir de kuruluşu bulunan STK temsilcileri katıldı.
“HAREKETİ KIYAMETE KADAR DEVAM ETTİRECEĞİZ”
Toplantının açılışında selamlama konuşmasını yapan İlçe Başkanı Âdem Boz, bir Pazar günü bu davetimize katıldığınız için teşekkür ediyorum diyerek; “ Mart ayından bu yana bir araya gelme fırsatımız olmadı. Bu arada birçok gelişmeler oldu. Saadet Partisi olarak Allah ömür verdiği müddetçe bu hareketi kıyamete kadar devam ettireceğiz. Bunun içerisinde seçim olsa da olmasa da bu programları devam ettireceğiz” dedi.
“YAŞANAN OLAYLARA KARŞI ÜLKEYİ YÖNETENLERDEN ÇIT YOK”
Saadet partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim toplantıya katılan konukları selamlayarak bugün burada ki birlikteliğimizin, İslam dünyasının ve insanlığın içinde bulunduğu her türlü sıkıntıdan kurtulmasına vesile olur diyerek şunları söyledi: “ Şu anda dünyamız doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle, zenginiyle, fakiriyle her geçen gün biraz daha kaosa, aymaza, çıkmaza doğru yürüyor. İran ve Irak’ta ciddi ayaklanmalar var Ülkemizde ise her geçen gün işsiz sayısı artıyor, son zamanlarda insanları derinden yaralayan çocuklarıyla el ele tutuşup siyanür içerek intihar eden ve gerçekten ifade ederken bile zorlandığım bir gerçekle yüz yüzeyiz. Bu durumlara ne dünyada nede Türkiye’de iyi şeylerin olmadığı gerçeğini yansıtıyor. Yaşanan olaylara karşı ülkeyi yönetenlerden çıt yok. Sanki bu yaşanan olaylardan onlar sorumlu değilmiş. Bu durumda ülke bu mantıkla bu zihniyetle yönetilmesi pek mümkün görülmüyor.”
“GÜÇSÜZLERİN HAKSIZ, GÜÇLÜLERİN HAKLI GÖSTERİLDİĞİ BİR ÜLKEDE HUZUR OLMAZ”
Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu ifade eden Sevim; “ Kendiniz kaç lira ile geçiniyorsunuz. Cumhurbaşkanı Külliyesinin Sayıştay’ın açıkladığı rakamlara göre günlük masrafı geçtiğimiz yıl için 1 milyon 700 bin Lira. Bunlar belli rakamlar. Acaba örtülü ödenekten ne kadar ilave edildi bilemiyoruz. Bu şartlarda siz Türkiye’de yaşayan insanlara haklarını vermiyorsunuz çünkü haklarını arayacak güce sahip değiller. Güçsüzlerin haksız, güçlülerin haklı gösterildiği bir ülkede huzur olmaz, kardeşlik olmaz ve de olmuyor. Bunu sokaklarda insanların vücut diline yansıyan tavırlarından net okuyabiliyoruz” dedi.
“MİLLİ EĞİTİMİ BAKANI EĞİTİM SİSTEMİNİ AMERİKALI BİR ŞİRKETLE ÇALIŞARAK BELİRLEMİŞ”
Bu ülkede bazı şeylerin yanlış gittiğini söyleyen Sevim; “ En büyük yanlışlık Milli Eğitim Bakanlığın. Çocuklarımızı melek olarak teslim ediyoruz, okulları bitirerek 22 yaşına geldiklerinde adeta canavar oluyor ya da terörist. Neden bu çocuklarımız bu hale geliyor? 1949 yılında kurulan bir komisyon var. 4 ABD ve 4 Türk’ten oluşuyor ve son söz daima ABD’nin olacak şekilde oluşturmuş. 1949 yılından beri Türkiye’de Milli Eğitim bakanlığını müfredatını bu komisyon belirliyor. 7’inci Milli Eğitim Bakanı olan hoca daha önce Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığını yapmış ve bu görevi esnasında Milli Eğitimi nasıl yöneteceğini Amerikalı bir şirketle çalışarak belirlemiş. Bakan olduğu zaman açıkladığı manifesto da o Amerikalı şirket tarafından hazırlanmış bilgilerdir. Onun için bu milletinin bağrının yerden kalkmasının iki şartı var. Birincisi Milli Eğitim gerçekten milli olacak. Türkiye 70-80 yıldır dış güçler tarafından seçilen ve sonradan bizlere seçtirilen insanlar tarafından yönetildiği için bağrımız yerden kalkmıyor. Bizim dediğimiz insanlar iş başına geldiklerinde önce dış güçlerin menfaatlerini düşünüyorlar sonrada bizim menfaatlerimizi. İkincisi ise Diyanet İşleri milleti narkozlama, uyutma görevinden vazgeçecek ve Müslümanlığın doğrusunu bu millete anlatacak ” ifadelerini kullandı.
“FABRİKALARI KAPATARAK İŞSİZLİĞİ ÖNLEYEMEZSİNİZ”
Fabrikaları kapatarak işsizliği önleyemezsiniz diyen Sevim; “ Yabancı şirketin isteği üzerine şeker fabrikalarını kapatırsanız hem tarımı hem de hayvancılığı yok eder hem de işsizliği arttırırsınız. Şeker Fabrikaları, Süt Entegre Tesisleri, Kâğıt fabrikaları ve Kundura fabrikaları kapatıldı. Bu ülkede işsizliği fabrikaları kapatarak mı çözeceksiniz? Ülkede üretimi bitirerek mi kalkındıracaksınız? Nasıl bir gaflet nasıl bir ihanet içinde olduğumuzu bu milletin görmesi lazım” diye konuştu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM YERİNE RANTSAL DÖNÜŞÜMÜ GETİRMİŞLER”
Sevim açıklamalarına şöyle devam etti: “Dış politikada git gelleri yaşıyoruz. Yaşanan yıkıcı deprem üzerinden 20 yıl geçti. Şimdi 7,5 şiddetinde bir deprem olsa ne olacak. İstanbul gidecek Türkiye’de gidecek. Yaşanacak olan İstanbul depremi ile ilgili her hangi bir çalışma yapılmadı. İstanbul’daki binaların büyük bir bölümü depremden önce yapılmış. Önlem alınmazsa milyonlarca insan ölecek, milyonlarca insan evsiz kalacak. Sokaklar dar durabilecek bir yerimiz bile yok. Tedbir amaçlı öne sürdükleri kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşümü getirmişler. İnsan amaçlı bir adım atılmamış.
“MİLLİ VE YERLİ TEK PARTİ SAADET PARTİSİDİR”
Sevim son olarak; “Diğer taraftan ticarete dönüştürülen bir sağlık sistemimiz var. Türkiye’de sağlık gerçekten insanları sömürmenin en önemli araçlarından bir tanesi. Özel hastanelerde doktorluk yapmanın şartı hastaneye para kazandırmaktır. Hastaneye giden hastayı müşteri olarak görüyorlar. Eskiden mahalle kültürümüz, büyüklerimiz, öğretmenlerimiz vardı. Bunların hiç biri kalmadığı gibi şimdiki çocuklar öğretmenleriyle dalga geçiyorlar. Bu şekilde bir ülkede iyi insan yetişmez. Bizim görevimiz okul ve cami kanalıyla bu olumsuzlukları asgariye indirmek, sevgiyi, saygıyı ve adaleti daha üst seviyelere çıkarmak olmalı. Bunların olabilmesi için gerçekten bu ülkenin milli ve yerli bir zihniyetle yönetilmesi gerekir. Bununda bir tane temsilcisi var oda Saadet partisidir” diyerek destek verilmesini istedi.
İlginizi Çekebilir