© Gazete Ataşehir 2020

“KUTUPLAŞTIRMA BU TOPLUM İÇİN BİR TUZAKTIR”

Ataşehir referandum süreci ile ilgili düzenlediği etkinlikler çerçevesinde “REFERANDUMA GİDERKEN HAK VE ADALET ARAYIŞI” panelini gerçekleştirdi. Panelist Ömer Faruk Gergeroğlu;”Eğer biz tüm toplum olarak bir arada yaşamayı beceremezsek, evet diyenle halleşip onu ikna etmeyi başaramazsak bir şey değişmeyecek. Kutuplaşma devam edecek. Kutuplaştırma bu toplum için bir tuzaktır. Onun için HAYIR dememiz gerekiyor” dedi. Ataşehir Kent Konseyi tarafından referandum sürecinde değişik mahallelerde düzenlenen söyleşi ve paneller dizisinden biri de Ferhatpaşa Mahallesi’nde Dayılı Düğün Salonu’nda yaptı. Panele konuşmacı olarak Hak ve Adalet Platformu’nun kurucuları arasında bulunan eski Mazlum Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Nurten Ertuğrul katıldı. Panel öncesinde mahalleye gelerek esnafı ve pazarı dolaşan Gergerlioğlu veErtuğrul referandum üzerine halkla sohbet etti, “Hak ve Adalet için HAYIR” bildirileri dağıttı. Panelin açış konuşmasını yapan Ataşehir Kent Konseyi Başkanı Turan Dolu; “Bilindiği gibi bir süredir referandum sürecinde halkımızı bilgilendiren toplantılar düzenliyoruz. Buna ihtiyaç duymamızın birkaç nedeni var. Kuşkusuz toplumun beklentilerini karşılayan yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacı vardı. Demokrasiyi güçlendiren, özgürlükleri genişleten bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu anayasa, başta sivil toplum kuruluşları, kent konseyleri, toplumun farklı kesimlerini temsil eden kurum ve kişiler, anayasa hukukçuları, akademisyenler, basın olmak üzere tüm toplumun görüşü alınarak geniş bir uzlaşıyla oluşmalıydı. % 50‘nin Anayasası olmaz, tüm toplumun anayasası olur” dedi. Dolu; “Diğer yandan referandum sürecinde tüm basın ve televizyon kanalları aşırı bir yanlılıkla tek bir görüşe açılırken, kamu kaynakları tek bir seçeneğin etkin olmasına harcanırken, farklı kesimlerin sesi kısılıyor, böylece halkın kararını vermede kullanacağı bilgilenme kanalları tıkanıyor, bilgi alma hakkı engelleniyor. Kanun Hükmünde Kararnamelerin ve Olağanüstü halin gölgesinde siyasi partilerin, basının, yargının, üniversitelerin hizaya sokulduğu koşullarda adaletsizliğin ve hak gasplarının yaygınlaştığı bir dönemde referanduma gidiyoruz. İşte bu koşullarda sesi kısılmaya çalışılanlara karınca kararınca ses olmaya, onların sesini topluma duyurmalarına aracı olmaya çalışıyor, halkımızın kararını verirken daha geniş bir bakış açısıyla bakmasını sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu. Panelistlerden Nurten Ertuğrul yaptığı konuşmada: “ Ataşehir’e gelmeden önce Kanun Hükmünde Kararnamelerle işten atılan, hukuksuzluğa uğrayan, aileleriyle birlikte açlığa mahkûm edilenlerin toplantısına katıldım. Yaşanan dramlara tanık olmanın duygu yoğunluğu içerisindeyim. Maalesef toplum olarak çok kutuplaştırıldık ve ayrıştırıldık. Birbirimize dokunamadık, öteki insanın sesini duymadık, ancak başımıza aynı acı gelirse onu anlayabildik. Devletin görevi insanlara eşit yaklaşmak, adalet dağıtmak, suçluyu tespit ederek hukuki yollarla cezalandırmaktır. Suçlunun yanında tüm ailesini veya onunla bağlantılı tüm kişileri perişan etmek değildir” ifadelerini kullandı. Ertuğrul; “Bütün dinlere baktığımızda temelinin demokrasiye dayandığını görürüz. İslam tarihine baktığımızda Hz. Muhammed’den önce Mekke’de devlet yokken, farklı kabilelerin kurduğu derneklerle mekanizmasının işlediğini görüyoruz. Bunlar haksızlığın karşısında mazlumun yanında duruyorlardı. Erdemler Sınıfında uygulananların deneyimiyle peygamberlik geldikten sonra Medine Sözleşmesiyle bir yaşam inşa edilmiştir. İslam’ın kelime kökeni barış demektir. İslam’ı tam anlamıyla anlamış ve yaşamımıza geçirmiş olsaydık bu kadar ölüme, acıya, haksızlığa sessiz kalabilir miydik? Biz doğaya sessiz kaldık, ölülere sessiz kaldık, Alevi- Sünni dedik, Kürt-Türk dedik, sağ-sol dedik, sonu gelmedi” şeklinde konuştu. Ertuğrul; “Bir ülkede insanlar açlıktan ölüyor, intihar ediyorsa, gazeteciler, akademisyenler suçsuz yere tutukluysa o ülkede hak, adalet ve eşitlikten bahsedilemez. Bunun üzerine de bir anayasa inşa edilemez. Bu nedenle önümüzde henüz fırsat varken bu anayasa taslağına HAYIR demeliyiz. Bu aynı zamanda haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe HAYIR anlamı taşıyacaktır” dedi. Ömer Faruk Gergerlioğlu ’da yaptığı konuşmada : “Bu toplumda biz uzun yıllardır çok kutuplaştırıldık. Hak, adalet, vicdan evrensel kriterleridir, tüm insanlık için geçerlidir.  Toplumda bizi kutuplaştırarak tuzağa düşürmek istiyorlar. Hac zalimi ve mazlumu anlamak için yapılır. Hac’da hiçbir canlı ne sebeple olursa olsun öldürülemez.  Hz. Muhammed’in yanında saf tutanlar, toplumda ezilenler, köleler, cariyeler, fakirler, şereflilerden oluşurdu. Demek ki o günde de kötü ve zalim olanlarla iyi olanlar arasında ayrım yapılır ve iyinin ve mazlumun yanında yer alınırdı” diye konuştu. Gergeroğlu; “Emeviler döneminde İslam adına iktidarı ele geçirenler namaz kılıyorlardı ancak içi boşaltılmıştı. Hak ve adalet kavramları ortadan kalkmıştı. Günümüzde de durum aynıdır. Biz eğer hak ve adalet kriterlerini unutursak bizi İslam’la, dinle, Allah’la çok kolay kandırırlar. Türkiye’deki toplumda çok önemli sorunlar var. Alevi-Sünni, dindar-seküler, sağcı-solcu şeklinde toplum kategorize edilmiş. Bu geçmişten beri iktidarların politikalarıyla halk halka birbirine eklemlenerek geldi. Tornadan çıkmış bir insan modeli oluşturulmaya çalışıldı. Anayasa teklifi ile bu kadar sorunu çözmek yerine tek bir adamda yoğunlaşıyoruz. Anayasa teklifi toplumun sorunlarına çözüm üretmek yerine tek adamın otoritesini pekiştiriyor.  Oturup her şeyi araştırıp kendi kararımızı vermeliyiz, bize kimse dikte ettirilmemeli” dedi. Gergeroğlu; “Yeni Anayasa kabullenilebilecek bir teklif değil. Yangından mal kaçırılır gibi iş yapılmaz. Türkiye’nin meseleleri demokratik yollarla çözülsün, işler kontrollü frenli şekilde yürüsün. İnsanları kutuplaştırmadan bir araya getirelim, çünkü hep beraber yaşayacağız bu ülkede. Eğer biz tüm toplum olarak bir arada yaşamayı beceremezsek, evet diyenle halleşip onu ikna etmeyi başaramazsak bir şey değişmeyecek. Kutuplaşma devam edecek. Kutuplaştırma bu toplum için bir tuzaktır” şeklinde ifade etti. Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi. Panelin sonunda konuşmacılara Ataşehir Kent Konseyi tarafından birer plaket sunuldu.    

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER