© Gazete Ataşehir 2020

Ataşehir'i insanın merkezi yapacağız

Ataşehir’i finansın değil, insanın merkezi yapacağız

Sermaye ve finans adına insansal değerlerin yitirildiğine dikkat çeken CHP Ataşehir Belediye Başkan Aday Adayı Dr. İbrahim Sözen “Ataşehir’i vahşi kapitalizmin değil, sosyal demokrat, halkçı bir anlayışın merkezi yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu
OKTAY ÖZTÜRK CHP’nin Ataşehir’den son belediye başkan aday adayı Dr. İbrahim Sözen. Belediyeciliği kanıtlanmış bir aileden gelen İbrahim Sözen, Ataşehir’e belediye başkanı olmak konusunda iddialı bir duruş sergiliyor. Sözen yapmak istediklerini bir cümlede şöyle açıklıyor: “Biz Ataşehir’i vahşi kapitalizmin değil, sosyal demokrat, halkçı bir anlayışın merkezi yapmak istiyoruz” İbrahim Sözen’le aday adaylığından projelerine kadar birçok konuda konuştuk. »Öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1968 yılında İstanbul’da doğdum. Sivas’ın Gürün ilçesinden İstanbul’a göç etmiş bir ailenin oğluyum. Orta ve lise öğrenimimi Robert Koleji’nde tamamladım. Lisans eğitimimi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 1993 yılında tamamladım. Daha sonra Bakırköy Doğum Evi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum üzerine ihtisasın ardından Amerika’da Yale Üniversitesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum üzerine ihtisasımı tamamladım. Yale Üniversitesi’nde Kadın Doğum ihtisasını tamamlamış ilk Türk doktoruyum. Ardından uzman olarak Amerika’da toplamda 11 yıl doktor olarak çalıştım. 2004 yılında Türkiye’ye döndüm. Anadolu Sağlık Merkezi’nde Kadın Doğum Bölümü’nün kuruculuğunu yaptım. 2008 yılında da Bağdat Caddesi’nde kendi muayenehanemi kurdum. 2011 yılında Ataşehir’de kurulan Bayındır Hastanesi’nin Kadın Doğum Bölümü’nün kuruculuğunu ve bölüm başkanlığını yaptım. Evliyim, bir çocuk babasıyım. »CHP’yle ilişkiniz nereden geliyor? Anlatır mısınız? Politik bir aileden geliyoruz. Kendimi bildim bileli CHP’liyim. İstanbul Eski Belediye Başkanı olan Nurettin Sözen amcamdır. 1989 yılında yerel seçim kampanyasında görev aldım. Siyasi olarak adaylığımı koyduğum ilk seçim bu seçimdir. Çünkü mesleki görevim nedeniyle kendimi hastalarıma adadım. Şu an siyasete girmek zorundayız, siyasete girmeme lüksümüz yok. 89’ ÖNCESİ HAVA GEZİ’DE VARDI »Türkiye’nin mevcut siyasi iklimini nasıl değerlendiriyorsunuz? 1989 seçimi öncesi havada hükümetin anti demokratik uygulamalarına, işçi sınıfını güçsüzleştiren ve hak kaybına uğratan politikalarına karşı büyük bir toplumsal muhalefet gelişmişti. SHP de o dönemde bu muhalefeti iyi kullandı, yurttaşları iyi şekilde örgütledi. Biz gezmedik sokak, çalmadık kapı bırakmayarak, o dönemde kazanılamaz denilen seçimi kazandık. 1989 öncesi hava şu an var, bu hava Gezi’de somutlaşmıştır ama önemli olan Gezi’deki toplumsal muhalefeti sandığa getirmektir. Bunun dışında Sivaslı olmamdan gelen avantajlar da var. Bize geleneksel olarak oy vermeyen, sağa oy veren Sivaslıların oylarının bu yerel seçimlerde iyi bir Sivas dayanışmasıyla CHP’ye aktarılabileceğini hesaplıyoruz. Bu anlamda bize geçmişte politika yapmış, Sivaslı politikacıların desteği de olacaktır. Biz sağa verilmiş oylara da talibiz. Türkiye’nin temel değerleriyle oynanıyor, Türkiye’nin geleceği emperyal bir plan tarafından dizayn edilmeye çalışılıyor. Benim adaylığım söz konusu olursa, CHP’yi temsil etme ruhuna sahip olursam; Gezi ruhunun sokak sokak, dalga dalga büyüyerek sandığa doğru gideceğini göreceksiniz. Gençlerden oluşan bir kadro planlıyorum. Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyorum. Ayrıca Gezi’nin de sosyal medya ürünü olduğunu düşünüyorum. Gezi Parkı’nın ilk alındığı 31 Mayıs akşamı orada olmuş, tazyikli su ve biber gazlarından nasibini almış biri olarak şunu söyleyebilirim; oradaki insanların hepsi gerçek anlamda örgütlü olmayan, sosyal medyada içgüdüsel olarak örgütlenen insanlardı. Gezi’den sonra Türkiye’nin çağdaş laik yaşam tarzına müdahaleler ciddi anlamda yoğunlaştı. Kızlı erkekli insanların evlerde, yatak odalarında ne yapacakları sorgulanmaya, denetlenmeye başlandı. Anayasa, kişisel hak ve özgürlükleri güvence altına almıştır. Bir evde kimin ne yaptığı, özel yaşama müdahalede bulunmak anayasal bir suçtur. Son olarak AKP’li Sadık Yakut’un “Türkiye’de kız erkek, birlikte eğitimi hataydı, AKP iktidarı bu hatadan dönecektir” demesiyle Yakut, anayasal bir suç işlemiştir. Bizim elimizde büyük medya, sermaye yok. Bizim sesimizin, itirazımızın yaşam bulacağı noktalar meydanlardır. Tabii ki seçim sandığıdır. Dolayısıyla yerel seçimlerde AKP’ye hayır diyerek yaşam tarzımıza, özgürlüğümüze evet diyeceğiz. AKP’ye hayır demek, çağdaş yaşama evet demektir. ÖNCE İNSANIN MUTLULUĞU »Neden aday adayı oldunuz? Mevcut yönetimde sıkıntılar var. Eğer sıkıntı olmasa 6 tane aday adayı çıkmazdı. Bu sıkıntının da çeşitli nedenleri var. Aday seçiminde daha dikkatli olunması gerekir. CHP’nin tümünü kucaklayacak, CHP’lilerin güven duyacağı bir adaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Partinin iç çekişmelerinin dışında olan, partide kimseyle kavga etmeyen, etmemiş herkesi kucaklamaya açık olan, bir kavganın değil, barışın sağlayıcısı olan biri olarak bana, CHP tabanından bir talep geldi. Başta adaylığı düşünmemekle birlikte, daha sonrasında halktan, CHP örgütünden ve örgütlerinden gelen “Doğru aday sensin, biz senle bu seçimi kazanırız” talepleri karşısında bunu ulusal bir görev olarak içselleştirdim ve aday adayı olmaya karar verdim. Genel olarak burada sıkıntı daha çok örgüt yapısının belediyeyle olan uyumu noktasında. CHP’li belediyelerden beklenen örgütsel yakınlığın yeterince sağlanamamış olduğuna ilişkin şikâyetler aldım. Örgütle daha çok bütünleşmiş bir belediye vaadimiz var. Çünkü biz örgüt dışında kimseyle iş yapmayız. »Ataşehir’i neden yönetmek istiyorsunuz? Çünkü, AKP hükümeti Ataşehir’i finansın merkezi yapmaya çalışıyor. Ben de diyorum ki Ataşehir’i finansın değil, insanın merkezi yapacağız. Özal’la başlayan Türkiye’de bir yanılsama var. Her şeyin para üzerinden, her şeyin finans üzerinden döneceği algısı var, bu da bizde insanlığımızı yitirmemize yol açıyor. Bunu toplumda çok rahat görebiliriz. Biz Ataşehir’de önce insanın mutlu olduğu bir yaşantı istiyoruz. Sermaye ve finans adına insansal değerlerin yitirilmesine karşıyız. Biz Ataşehir’i vahşi kapitalizmin değil, sosyal demokrat halkçı bir anlayışın merkezi yapmak istiyoruz. »Ataşehir’de tespit ettiğiniz sorunlar neler? Ataşehir’in bir kent meydanı yok. Ataşehir birçok mahalleden oluşmuş. Bizim öncelikli görevimiz Ataşehir’e, Ataşehirlilik bilinci kazandıracak bir yapı oluşturmak. Bunun da tüm kent örnekleriyle birlikte meydan üzerinden oluşturulması söz konusudur. Ataşehir’in belirli mahallelerinde küçük ölçekte meydanlar var, ancak bu kendi içlerinde oluşturulmuş meydanlar, halka dokunmuyorlar, bu meydanlar bir bütünleştirici ve çekim merkezi özellikleri yok. ATAŞEHİR’E HAFİF RAYLI SİSTEM »Bu sorunlara karşı geliştirdiğiniz projeleriniz neler? Kısaca bahseder misiniz? E-5’in kenarından Ataşehir’e görkemli bir giriş meydanı düşünüyorum. Neden E-5’in kenarı, çünkü insanlar daha çok Ataşehir’e E-5 tarafından giriyor. Örneğin, oto sanayi, hal alanı meydan olmaya müsait alanlardan. Ve bu alanlarda çocuk parkları olacak. Çocuk parkları olduğu zaman ailelerde olur ve o zaman alan gerçek bir meydan hüviyetini kazanır. Oto sanayi alanı için düşünüyorum bu parkı, çünkü oto sanayi Ataşehir’in içinde kalmamalı. Sanayideki insanlar mağdur edilmeden alternatif bir alan gösterilerek oraya meydan yapılabilir. Boşaltacağımız her alan için şunun garantisini verebilirim, bu alanlar imara asla açılamayacak, sadece yeşil alan olacak. Dar bütçeli insanların da vakit geçirebileceği, Ataşehir’i bütünleştirici bir meydan oluşturulacak. Bunun dışında aynı meydandan yola çıkan hafif raylı bir tramvay sistemi projem var. Bu tramvay hem trustik amaçla hem de Ataşehir’in uç mahallelerine keyifli bir yolculuk sağlayacağını düşünüyorum. Mahalleleri dolaşacak bir raylı sistem ulaşım sorununa da bir ölçüde çözüm olabilir. Bunun örneği Nurettin Sözen belediyeciliğinde var. Trafik Ataşehir için çok büyük bir sorun. Ataşehir’de trafiğin tıkandığı tüm noktaları belirledik. Doğu Ataşehir’de ve Batı Ataşehir’de altgeçitler, üstgeçitler yaparak trafik sorununu çözmeye çalışacağız. Ama esas neşterimiz raylı sistemimiz olacak. Öğrenci yurtları büyük eksikliklerimiz, bunları inşa edeceğiz. Dershane eksikliği var. Dershane ücretlerini ödeyemeyecek, ihtiyaç sahibi tüm öğrencilerimize belediye ücretsiz dershane hizmeti verecek. Okul sonrası etüt evleri yapacağız. Okulundan çıkan bir öğrenci servisle etüt evlerinde dersini çalışacak. Ve bu her mahallede olacak. Bu ailelerin yükü üzerinden alınmış olacak. Bunun dışında sağlık alanında da önemli projelerimiz var. Tüm 65 yaş üstü Ataşehirlilere göz muayenesini ücretsiz yapacağız. 10 yaş altı çocuklarımıza diş muayenesini ücretsiz sağlayacağız. Bu sağlık projelerini doktorluktan gelen ilişki ağıyla sağlayacağımı söyleyebilirim. 0-5 yaş arası çocuklara süt projemiz var. Ataşehir’de 0-5 yaş arası her çocuğa ücretsiz süt dağıtacağız. Bu altyapıya da sahibiz. »Son olarak eklemek istedikleriniz? Son olarak “Önce insanın sonra finansın merkezi Ataşehir” diyorum. Biz önce insan odaklı çalışırız. Bizim sosyal demokratlığımızda bu vardır. İnsana emekten, yürekten yana bakarız. Finanstan yana bakmayız. Bizim önceliğimiz finansın rantı değil, halkın refahıdır. Ataşehir Belediye Başkan adayı olursam, bizim işimiz finanstan oluşacak kârla değil, halka hizmetledir. Ben bir doktor olarak, belediyeciliği kanıtlanmış bir aileden gelerek şu sözü veriyorum; “Biz sermayeden yana değil, halktan yana olacağız. Ataşehir Belediyesi de halkın belediyesi olacak”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER