© Gazete Ataşehir 2020

ATAŞEHİR İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU’YU KUCAKLADI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Ataşehir’de düzenlenen Referandum Mitingine katıldı. Ataşehirliler Bakan Süleyman Soylu’yu coşkuyla karşıladı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Referandum çalışmaları kapsamında Ataşehirlilerle buluşarak; “ Bu güzel tabloya, muhabbete, sevgiye bir evladınız olarak saygılarımla önünüzde eğiliyor ve çok teşekkür ediyorum” diyerek Ataşehirlileri selamladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Ataşehir’de düzenlenen mitinge katıldı. Ak Parti Ataşehir İlçe Başkanlığının düzenlemiş olduğu mitinge, Ak Parti Milletvekilleri Osman Poyraz, Ak Parti İlçe Başkanı Av. M. Naim Yağcı, Kadın Kolları Başkanı Neslihan Yurttagül, SKM Başkanı Sinan Ayrancı, mahalle muhtarları ve çok sayıda Ataşehirli katıldı.   Size iki güzel selam getirdim diyerek sözlerine başlayan Bakan Soylu; “ Biri bu ülkeye 15 yıldır sadakatle çalışan, önce milletim, memleketim, toprağım diyen, vatanım diyen, ben sadece Allah’ın önünde eğilirim diyen, efendi değil, biz hizmetkar olmaya geldik diyen, milletimizin sevgilisi, kıymetlisi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını getirdim. Diğer selam bu ülkenin bölünmüş yollarına, havalimanlarına, hızlı trenlerine, Avrasya Tüneline, Boğaz Köprülerinde imzası olan Anadolu’nun güzel insanı Başbakanımız Binali Yıldırım’ın selamlarını getirdim” diye ifade etti. Tarihi bir günün ve kararın arifesindeyiz Tarihi bir günün ve kararın arifesinde olduğumuzu belirten Bakan Soylu; “ Artık memleketimizin bugüne kadar çektiği sıkıntıları bir daha çekmemesi için, bizim ve bizden önceki nesillerin yaşadıklarını çocuklarımızın yaşamaması için tarihi bir adım atmaya hazırız. Çok sıkıntılar çekti bu millet. 10 yıllardan beri bu aziz milleti terbiye etmeye çalışıyorlar. Bizi terörle terbiye etmeye çalıştılar, bizi anarşiyle terbiye etmeye çalıştılar, bizi ekonomik krizlerle terbiye etmeye çalıştılar, bizi bu topraklarda darbelerle terbiye etmeye çalıştılar. 10 yıllardır bu ülke ne zaman ayağa kalksa, bir kalkınma atağı yapsa, bunları yapanlara hakaret ederek, türlü iftiralar atarak, farklı şekillerde ifşa ederek terbiye etmeye çalıştılar. Gün geldi rahmetli Özal’a, Erbakan’a, Demirel’e, Menderes’e atmadıkları iftiralar kalmadı. 1960 darbesini yaptıktan sonra 61 anayasası ile, 80 darbesinden sonra 82 anayasası ile bu ülkenin sahibi biziz dediler. Sizleri, bizleri düşük gördüler. Bir gecelik darbelerle bu ülkeyi fukaralaştırdılar. Bankaları 28 Şubat örtüsü altında bir gecede hortumladılar. Bir gecede çaldılar, çırptılar, faturayı da bu aziz milletin sırtına yüklediler. 10 yıllardır bu ülkede arkamızı kollamaktan, acaba bu ülkede bir daha bir Başbakan asılacak mı diye endişe etmekten, acaba yeniden 15 Temmuzlar bu ülkenin başına gelir mi diye tereddüt etmekten, 60 darbesini, 70 muhtırasını, 80 darbesini yaşar mıyız diye endişe etmekten kendimizi alı koyamıyoruz. 10 yıllardır bize biz efendiyiz, siz hizmetkarsınız dediler. Ama şunu unuttular, bu topraklar bizimdir, bu vatan bizimdir, bu millet bizimdir ve biz var oldukça değişmeyecektir” şeklinde ifade etti. “Bu Referandum başımızda boza pişirmeye çalışanlara itirazın adıdır” Bakan Süleyman Soylu yapmış olduğu konuşmada, 16 Nisan’da yapılacak olan referandumun 18 maddelik bir anayasa değişikliği olmadığını belirterek; “ Bu Referandum 10 yıllardan beri bu milletin başında boza pişirmeye çalışanlara karşı bir itirazın adıdır. Bizi küçük görenlere, bize köylü diyenlere, bizi cahil cühela bulanlara, bu ülkede oyu sandığı hafife alanlara, demokrasi bu ülkeye ve millete birkaç gömlek büyüktür diyenlere karşı ve bu ülkeyi tuzağa götürmeye çalışanlara karşı hep beraber haykıracağımız, bu ülke bizimdir, bu vatan bizimdir, bu bayrak bizimdir sözünün karşılığıdır” şeklinde ifade etti..   Türkiye ilerledikçe çıldırıyorlar 15 Temmuz darbe girişimine ve Gezi olaylarına da değinen Bakan Soylu sözlerine şöyle devam etti; “ 15 Temmuz akşamı saat 20:00’da evimizde otururken hiçbirimizin aklına bu ülkede tanklarla, F-16’lılarla, toplarla, tüfeklerle bir darbe olacağı aklımıza gelmezdi. Sayın Kılıçdaroğlu darbe akşamı kaçıp saklandı. Birde diyor ki; ben o tankların üzerine çıkar durdururum diyor. Herhalde sayın Kılıçdaroğlu tankı oyuncak tank zannetti. Sen kim Recep Tayyip Erdoğan’la aşık atmak kim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Marmaris’ten F-16’lar havadayken, bindiği uçağın inip inmeyeceğini bilmezken, kendini Allah’a teslim etti ve milletiyle beraber olmak için İstanbul’a geldi. Gezi olaylarında bir gecede milleti 8 ağaç yüzünden polise karşı kışkırtarak bizleri dünyanın gözünde küçük duruma düşürdüler. Nasıl Türkiye gelişir, ekonomisi canlanır, havalimanları, hastaneler, üniversiteler açar diye düşündüler ve bu senaryoları hayata geçirmeye çalıştılar. İstedikleri tek şey Türkiye ilerlemesin, Türkiye zenginleşmesin, Türkiye de millet iktidara gelmesin ve Türkiye güçsüzleşsin. Biz ilerledikçe çıldırıyorlar” dedi.   Kılıçdaroğlu'na "kontrollü darbe" tepkisi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Bakan Soylu, "Kılıçdaroğlu ne diyor kontrollü darbe. Kılıçdaroğlu bu sözü Alman istihbarat başkanının ben bunun darbe olduğuna ikna olamadım dediği günden sonra söyledi. Kılıçdaroğlu biz senin kimin adamı olduğunu biliyoruz. Bu ülkede kasetle nasıl işbaşına geldiğini biliyoruz. Bir taraftan FETÖ ile iş birliği yapacaksın,  ondan sonra da bize meydan okuyacaksın. Neymiş İzmir’de düşmanı denize döktükleri gibi Hayır çıkarsa bizleride denize dökmüş gibi sevinecekmiş. Bizleri düşman görüyor. Yazıklar olsun sana.   "Bu çocukları oradan kurtaramazsak İçişleri Bakanlığı bana haram olsun"   PKK tarafından kaçırılarak Kandil'e götürülen 13 yaşındaki kız çocuklarının PKK yönetimi tarafından taciz edildiğini söyleyen Bakan Soylu, "Ben İçişleri Bakanıyım, bir babayım benim vicdanım sızlamıyor mu sanıyorsunuz. 13 yaşındaki çocukları dağa götürenler, annelerinin babalarının kucaklarında sevgiyle büyümesi gereken çağında onları terör makinesi haline getirmeye çalışanlar. Mardin'de Kızıltepe'de söyledim. Allah'ınızı severseniz kardeşlerim şu Kandil'deki adamların hangi karakteri sizlerle örtüşüyor. Kaçabilenler oradan geliyorlar. Arkadaşlarımız onlarla mülakat yapıyor. 13 yaşındaki çocukları dağa götürüp fiziğine göre kimine etek giydirip kimine pantolon giydirip o 60-70 yaşındaki itlerin kendi zevklerini tatmin etmek için taciz ettikleri bir alçaklığı o çocuklarımız anlatıyorlar. Ben de babayım. Sizlerde anne ve babasınız. Onlar bizim evlatlarımız. Eğer 780 bin kilometre kare için ay yıldızlı bayrak altında bu ezanın okunduğu bu anlayış içinde bizim çocuklarımıza bunları yapıyorlarsa biz de sorumluyuz. Eğer bu çocukları oradan kurtaramazsak İçişleri Bakanlığı bana HARAM OLSUN, HARAM OLSUN, HARAM OLSUN" dedi. “PKK’nın adını bu coğrafyadan sileceğiz”  PKK'nın adını coğrafyadan sileceklerini anlatan Soylu, " Dün akşam 8 teröristi evlatlarımız Hakkari'de Çukurca'da etkisiz hale getirdi. Son bir haftada 70'i aştı. Dağlar onlarındı değil mi. Cudi Tendürek onlarındı. İkiyaka Dağları, Besler - Dereler onlarındı. Bizim evlatlarımız büyük bir mücadele ortaya koyuyorlar. Emin olun ki PKK denilen örgüt bu coğrafyada adından bahsedilen bir örgüt olmayacak" açıklamasında bulundu. “Hangi Meclisten Bahsediyorsunuz?” Yeni sistemde TBMM'nin güçsüz olacağı şeklindeki eleştirilere değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Neymiş? Meclis zayıf olacakmış. Öyle mi? Bir gecede Doğruyol Partisi'nde  28 Şubat'tan sonra 25 milletvekili bir partiden aldılar başka partiye getirdiler, Refah-yol Hükümetini düşürdüler. Bir gecede yaptılar.  Ak Parti'nin en kuvvetli olduğu zamanda, her meclis cumhurbaşkanı seçerken 367'yi dayattılar, meclisi etkisiz hale getirdiler. Hangi meclisten bahsediyorsunuz? 1971'de muhtıra verdiler,  Türkiye'nin yüzde 7 büyüme hızı varken 'durun bakalım' dediler. Mecliste hiç tanınmayan adamı başbakan yaptılar, meclisi kuklaya çevirdiler. Hangi meclisten bahsediyorsunuz? Hesaplarla, kirli pazarlıklarla istediği hesabı yapacaklar, talimat verecekler, ürkütecekler, korkutacaklar ve iktidar oluşturacaklar. " Mevcut siyasi sistemin devam edilemez olduğuna vurgu yapan Soylu, "Bu sistemde bir taraftan meclisi yürütmek, bir taraftan da hükümeti yürütmek mümkün değildir. Bunu bir evladınız olarak söylüyorum. Ne yaparlar biliyor musunuz? Her şeyi yarım yamalak yaptırırlar, ondan sonra da seni milletin karşısında rezil rüsva ederler. Mesele budur. Şimdi meclis kanun yapacak, millet ile hükümet arasında köprü kuracak. Güçlü bir meclis olacak ve kendi işini yapacak. Biz 2 bin dolarlık bir ülke değiliz. Meclis zayıf olduğu zaman hükümet tepesinde, hükümet zayıf olduğu zaman meclis tepesinde, ikisi zayıf olduğu zaman yargı tepesinde, üçü zayıf olduğu zaman medya baronları tepesinde, dördü zayıf olduğu zaman  Avrupa'nın faiz baronları tepesinde, hepsi zayıf olduğu zaman darbeci generaller tepesinde. Biz bunu defalarca yaşadık. Meclisin milletin meclisi olduğu, kendi işini yaptığı, güçlü bir meclis olduğu, hükümetin de millete vermiş olduğu 5 yıl vaadi yerine getirdiği ve milletin önünde sadece hizmete baktığı yepyeni bir sisteme doğru gidiyoruz." değerlendirmesinde bulundu. HANGİ YARGI? Anayasa değişikliği ile yargının tarafsızlığını yitireceği eleştirilerine değinen Soylu, "Takmışlar yargıya. Neyin yargısı? Hangi yargı?  Adnan Menderes'i Yassıada'da uyduruk mahkemelerle asan yargıçlar, hakimler, savcılar mı? Hangi yargı?  Tayyip Erdoğan'ı  İstanbul Büyükşehir Başkanı iken milletle muhabbetini gördükten sonra onu nasıl tasfiye ederiz diyerek kumpas yapıp cezaevine gönderen ve onu siyasi yasaklı hale getiren yargıçlar, hakimler, savcılar mı? 17 Aralık sabahı, aynen rahmetli  Menderes'ten 53 yıl sonra tekrar bu ülkede bir acıyı yaşatabilmek, daha büyüğünü yaşatabilmek için yargı darbesini yapanlar,  Tayyip Erdoğan'ı tasfiye etmek isteyen ve millete acı çektirmek isteyen yargıçlar, hakimler, savcılar mı? Hangisinden bahsediyorsunuz? Onların yargısı olmayacak bundan sonra. Geçti o günler, geçti. Onların talimatı olmayacak, milletin yargısı olacak." ifadelerini kullandı. “Türkiye tarihi bir fırsatın eşiğinde” Türkiye'nin tarihi bir fırsatın eşiğinde olduğunu kaydeden Soylu, "Karlofça'dan itibaren, 1699 yılından itibaren çok yükselmek istedik ama hep yukarıdan aşağı bizi bastırdılar. Şimdi ilk kez böyle bir fırsatı yakalıyoruz.  Almanya'nın,  Hollanda'nın her birinin teker teker yüklenmesinin sebebi  Türkiye'nin bu fırsatı değerlendirmemesidir.  Türkiye bu fırsatı değerlendirmelidir. Biz bu fırsatı kaza edersek gelecek nesillerimize biz bu hesabı anlatamayız. Artık gelecek maliyetleri, bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmesin istiyoruz. Güçlü, zengin, özgür bir  Türkiye olsun. Sözü hüküm olan bir  Türkiye olsun." şeklinde konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER